E-Dergi

Tomris Uyar ile tanıştığım, ona hayran olduğum eser.

Gülün Adı ve Faucault Sarkacı ile oluşan Umberto Eco takıntımın etkisiyle aldım. Eserin Orta Çağ tarihi, İstanbul'un yağmalanışı gibi konuları içine alması ayrıca keyifli kıldı. Fakat konu örüntüsü fazlasıyla fantastik bir biçime dönüşüyor.

Eserin anlatımı beklemediğim kadar keyif aldığım edebi bir üsluba sahip. Varoluşun dayanılmaz rahatsız ediciliğini iliklerinize kadar hissettirecek, bunun yanında da edebi doyum hissettirecek nadir eserlerden.

Bireyin doyumsuzluğu, baskılanan güdülerin yıkıcılığını gerçekçi bir tasvirle anlatan eser.

"Bir vatan kaybediyoruz karıcığım! Bunun anlamını kavrayamadığına eminim. İnşallah kavramana da meydan kalmaz. Ben Hindistan'ı, Siyam'ı, Mısır'ı yani sömürgeleri hep dolaştım. Oralarda yabancı üniformasıyla dolu, salonları, sarayları gördüm. İngiltere'de tanıdığımız subaylardan hiçbirisi, sömürgelerinde gördüklerime benzemiyordu. Londra'da insan olan bir binbaşı, Hindistan'da hayvan haline gelmişti."