E-Dergi

Okuduğum en hümanist eserlerinden biri desem yanılmış olmam sanırım.

Victor Hugo'nun 26 yaşındayken yazdığı ilk romanı olduğunu okuduktan sonra öğrendim ve dedim ki "arkadaş sen o dönemde, giyotinler tavuk gibi insan keserken, nasıl bir cesaretle bu romanı yazdın.".

Kısacık bir kitap ama o kadar kendinizi sorgulamanıza sebep oluyor ki durmadan kendinize "ölüme nasıl hazırlanır ki bir insan" sorusunu sorup duruyorsunuz.

Önsöz olarak, okuduğum en güzel önsöze sahip kitap olduğunu söyleyebilirim.

Bir yandan usanmışlık duygusunu, baskıcı bir rejimin korkusunu yaşarken diğer yandan da umut edip durdum kitabın sonuna kadar. Değişik, güzel bir okuma oldu.

**
"Yüzyıllar sürer."
"Önemi yok. Büyük şeyler için bekleyen, küçük şeyler için de bekleyebilir."

**
"Kötü bir durumun en kötü yanı bize yalan söyletmesidir."

Ernest Hemingway romanında, baş karakter Kübalı SANTIAGO adlı yaşlı balıkçı üzerinden azim ve başarıya inanmanın gücünü işlemiş. Arka kapakta da belirtildiği gibi, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı teması çok net görülüyor.

Romanda, Santiago ilerlemiş yaşına ve uzun süreli şanssızlığına rağmen, umudunu kaybetmeden denize açılması ve bu av sırasında yaşadıkları anlatılıyor. Yan karakter olarak da Manolin isimli vefalı bir çocuk konuya dahil oluyor.

Kitap genel olarak akıcı ve etkileyici, sadece av anlatılırken biraz fazla uzatılmış gibi hissettim.
En akılda kalan şey ise tabiki SANTIAGO'nun azmi ve MANOLİN'in desteği.

Kısa bir alıntı;

** "İnsan kocayınca çalar saat gibi oluyor" diye güldü adam."İhtiyarlar niye öyle şafakla uyanırlar bilmem. Günü azıcık daha uzun yaşayabilmek için mi acep?"

İranlı Samed Behrengi, her yaştan kitleye hitap eden muhteşem bir masal kitabı ortaya koymuş.

Zamanında kitabın okul kütüphanelerinde bulundurulması yasaklanmış ve hala bazı ülkelerde bu yasak devam ediyormuş. Bunun nedeni kitabı okuduğunuzda çok net görülüyor; özgürlük var bu çocuk kitabında, sınırlarını zorlama var, sorgulama ve başkaldırı var.

Küçük ama kocaman bir alıntı;

**Böyle amaçsızca yüzmekten bıktım usandım. Başka yerlerde neler olduğunu öğrenmek istiyorum. Bu düşünceleri kafama bir başkasının soktuğunu sanabilirsin, ama ben uzunca bir süredir kendim düşünüyorum bunları. Arkadaşlarımdan da bazı şeyler öğrendim elbette; örneğin, birçok balığın yaşlanınca, hayatta hiçbir şey yapmadık, hayatımızı boşa geçirdik, diye yakındıklarını biliyorum. Durmadan sızlanıp dururlar. Ben yaşamanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istiyorum; durmadan aynı şeyleri yapmak, yaşlanana kadar başka bir şey yapmadan yaşamak olamaz; dünyada yaşamanın anlamı bundan daha fazla olmalı!

John Steinbeck'den mükemmel bir arkadaşlık dramı.

Eser konu olarak George ile Lennie adında iki gezgin çiftlik işçisinin yaşadığı olayları konu alıyor. George(zeki ama çelimsiz) ile Lennie(iri, güçlü ama zihinsel sorunlu) birbirini tamamlayan iki iyi arkadaş. Bir gün kendi topraklarında yaşama hayalleri kurup, bunu sağlayacak parayı kazanmak amacıyla bir çiftlikte çalışıyorlar ve olaylar mekan olarak çoğunlukla burada geçiyor.

Eser, konu olarak çok güzel ve akıcı. Arkadaşlık, acıma, çıkar duyguları öne çıkıyor. Özellikle arkadaşlık ve çıkar arasında çok ince bir çizgi seziliyor.

Altını çizdiğim çok bölüm oldu ama kısaca alıntılar;

**Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." İnler gibi devam etti. "Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldımı, hastalanır.