E-Dergi

Çok beğenerek okudum.Elimden bırakamadım. Yazarın , böyle bir hayat hikayesini okura geçirebilmesinin gücünü, olayları zaman sıralamasına bakmaksızın sunmasında ve anlatım gücünde buluyorum . Kaldı ki, gerçekten aksiyon filmlerini aratmayacak bir yaşam öyküsü.

46 yaşına kadar seri katil olmaktan oldukça haz duyan bir adamın, geçirdiği trafik kazası sonucu gerçekleştirilen beyin ameliyatından sonra, öldürme isteğinin birdenbire kaybolması ve 25 yıl boyunca öldürdüğü insanları düşünen, zaman zaman strese giren, hayatı ve alzhemier teşhisi ile değişen herşey. Günce olması ve yalın bir çeviri yapılması kolay okunmasını sağlamış. Şiddetin şiddetten doğduğuna en büyğk örneklerden biri olmuş günce.

Yazar, 12 Eylül Darbe öncesi(1978-1980) Türkiye’ sin deki insanların yaşadığı hüzünleri, sevinçleri kısacası hayatlarından kesitleri bir apartmanının sakinlerinin hayatlarına indirgeyerek sunmuş bize bu romanında. Kah işçi sınıfının mücadelesinde, kah gaz kuyruklarında rastlıyorsunuz karakterlere. Akademisyen, doktor, hayat kadını, iş adamı işçi sınıfı derken toplumun her kesiminden insanı yine başka başka bağlantılar ile farklı milletlerden ülkemizde yaşayan azınlıklar ile buluşturmayı başarmış.. Anlatımı yalın. Çok fazla karaktere yer verilmesi konu bütünlüğüne zarar vermiş, dikkati dağıtmış.

Zülfü Livaneli, ülkemizde yaşanan son dönemin en büyük sorunlarından göç ve çevre talanını ele almış bu hikayesinde. Seçilen konular oldukça kapsamlı olmasına rağmen hikayede oldukça yüzeysel geçilmiş.

Adem’in yaratılması, ona secde etmeyen Azazilin üstünlük çabası ve cennetten kovuluş. Yazarın yine şahsına münhasır mizahi süslemelerle dolu dili. Okuması oldukça keyifliydi.