E-Dergi

Ünlü Rus yazarın bu gizemli kitabı yaşam ve inanç üzerine kurulmuş, pek çok yerde karamsarlık içeren bir felsefi yapıttır. Yaşamının sonlarına doğru tüm dinleri ayrıntılı olarak incelemiş ve bu araştırmanın sonunda en üstün dinin Müslümanlık olduğunu açık yüreklilik ve güçlü örneklerle dile getirmiş. Buna rağmen Tolstoy’un kendi içinde çeliştiği yerler de mevcut resitalde. Mutlak okunması gereken bir kitap...

Wilbur Smith’in son eseri gerçekten okunmaya değer. Courtney’ler Ballantyne’larla buluşuyor. Olaylar Sudan’nın Hartum kentinde gelişiyor. İngilizlerle Mehdi adlı yeni bir karizmatik dini liderin kalabalık orduları karşı karşıya geliyor… Onun önderliğinde başlayan kanlı ayaklanmalar yüzünden ülkede tam bir kaos yaşanmaktadır… İş adamı olan Ryder Courtney o sıralar tıpkı diğer İngiliz vatandaşları gibi kanlı çarpışmalar arasında mahsur kalır. General Gordon kellesini kaybetmek pahasına son gücüne kadar mücadele eder. Açlık, kana ve göz yaşına boğulmuş başkentte, hayatta kalabilmek için üç güçlü adam her şeylerini ortaya atarlar. Ama her şeye rağmen Afrika’da, sonsuz zaferi yalnızca güneş kazanabilirdi…

İlk kez bu yazardan roman okudum. Hayran kaldığımı söyleyebilirim. Tüğleriniz zaman zaman ürperiyor. Kitabın dörtte birine geldiğimde kadınları tecavüz edip öldüren katilin kimin olabileceği konusundaki tahminim tutmadı. Yazar sol gösterip sağ vuruyor. Cinayet kurguları ileri düzeyde oluşturulmuş ve tam bir kör düğüm… Hayatınızda belirli bir düzeni ne kadar korumaya çalışırsanız çalışın, kendinizi yanlışlara, kusurlara karşı ne kadar korumak isterseniz isteyin, her zaman gözden kaçıracağınız bir leke, bir hata olacaktır. Bizleri hep bir sürpriz bekleyecektir. Eserin bir çok yerinde ilk izlenimlerin ne denli yanıltıcı olabileceğine de şahit oluyorsunuz… Tess Gerritsen’in okurlara bence anlatmak istediği ana temalar bunlar… Tavsiye ederim…

Mavi Ufuklar 17-18. yüzyılın Afrika’sında yaşamış Courtney ailesinin maceralarını anlatan üçüncü kitap. Tüm Courtneyler iliklerine kadar tacirdi ve “kar” sözcüğü , en gençleri için bile neredeyse kutsal bir anlam taşırdı. Okudukça maceraya doyamayacaksınız. Afrika’nın vahşi topraklarında kovalamaca hiç bitmiyor. Yazarın oluşturduğu kurgu mükemmel boyutlarda. Somoya, “vahşi rüzgar” anlamına geliyor. Bu isim, ateşli karakteri yüzünden Jim Courteney’ye yerliler tarafından verilmiş. Beni oldukça etkiledi. Kendimi sanki onun yerindeymişim gibi hissettim yaşanan olaylar karşısında. Kalın gibi gözüken kitabın nasıl bittiğini fark edemiyorsunuz bile. Sonuç okuyucuları mutlu edecek şekilde bitiyor: Adaletli son!..

Yırtıcı Kuş 17-18. yüzyılın Afrika’sında yaşamış Courteney ailesinin maceralarını anlatan ilk kitap. Sir Francis Courteney demir gibi iradesi, sivri dili, yumrukları ve kılıcıyla hedef seçtiği insanların ödünü patlatırdı. Afrika onlar için ne anlam taşıyordu? Altın, fildişi, köleler ve başka hazinelerin bulunduğu kara kıta. Bütün bunlar bu hazineleri arayacak ve belki de bu çabası sırasında ölecek kadar cesur bir insanı bekliyordu. Sir Francis’in gemilerinin herhangi birinde uzun süre aylak aylak oturmasına izin verilmediğini, çok katı disiplin hüküm sürdüğünü kitap boyunca hissediyorsunuz. Yazarın varmaya çalıştığı sonuçlardan bazılarını şöyle sıralayabilirim: altın ve gümüşün dürüst bir adamı bile baştan çıkarabileceğini, kimseye güvenmezseniz o zaman kimse sizi aldatamaz. Hiçbir insan ölümsüz değildir. Hepimizin Tanrı’ya bir ölüm borcu olduğunu… Aboli, Hal Courteney’ye şu şekilde bir öğütte bulunuyor: “Bir erkeğin ihtirası uzun ve kuru otların tutuşması gibidir. Sıcak ve şiddetlidir ama çabuk söner” diyor… Romanın kalın oluşu kimseyi korkutmasın. Sayfalar o denli hızlı geride kalıyor ki, nasıl bittiğini fark edemiyorsunuz bile… Kitap bittiğinde bir an önce devamını öğrenmek istiyorsunuz… Çok iyi bir yazar ve Courteney serüvenine mükemmel bir başlangıç…