Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Saffet AKGÜN Tarafından Yapılan Yorumlar

02.11.2005

Bu güne kadar Wilbur Smith’ten okuduğum en sıkıcı kitap diyebilirim. Daha doğrusu okuyamadığım… Eserin yarısına bile gelemeden bırakmak zorunda kaldım. Bilemiyorum belki de konuya ısınamadım ya da yazarın daha önceki tadına doyulmaz çok hızlı ve dolu dolu geçen macera romanların düzeyine bir türlü erişemediği içindir. Kısacası tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Konu çok dağınık olması yanında kesik kesik ilerliyor. Bütünlük hiç yok… Fakat her şeye rağmen bu Wilbur Smith’i usta yazarlığını kesinlikle gölgelemiyor!.. Her yapıt başarılı olacak diye bir koşul yok zaten. Kitabı alıp okumayı düşünen değerli okuyucuları etkilemek için görüş belirtmedim. Sadece roman hakkında kişisel fikrimi dile getirmeyi çalıştım…
02.11.2005

Wilbur Smith’in dizi romanı olmayan kitaplarından birisidir. Güney Afrika altın madenlerindeki zorlu hayat ele alınmış. Bu değerli maden kümesi, on sekiz milyon insandan oluşan çalışkan ve genç ulusun zenginliğinin temeli. Ama dünya hazinesini istemeye istemeye veriyor. İnsan bunu ondan ancak yalvararak, zorlayarak alabiliyor. Bunu çok iyi öğreniyorsunuz. Altın madeninde ara sıra meydana gelen göçüklerde saniyelerin yıllar kadar uzun olduğunu hissettiğiniz anlarda, elinizdeki sürükleyici kitabın sayfalarının rüzgar gibi uçup gittiğini fark edemiyorsunuz bile…
31.10.2005

Vahşi Adalet Wilbur Smith’in alışa gelmiş denizcilik, altın madenleri konuların dışında bir serüven. Teröristlerin uçak kaçırmalarıyla başlayan ve onun etrafında örülen kurgu. Haksızlık ve zorbalıktan temizlemek ve halkların refahına adanacak bir dünyanın kurulması için verilen amansız mücadele. Bu kötülüğün zafere ulaşmasına izin verilirse, o zaman gelecekteki yasalar hep eli silahlı çılgın bakışlı ihtilalciler tarafından yapılacak, dünya yapıcılar tarafından yönetilecekti. Ne biçimde olursa olsun terörizmi ahlak açısından haklı bulunamayacağını vurguluyor. Sonuç olarak yasa ile güç arasında denge olması gerektiğini anlatıyor bizlere…
30.10.2005

Afrika’da geçen tam bir sürükleyici macera romanı. Kitabı okudukça korkunun mantığının olmadığını öğreniyorsunuz. “Daha çok çalış, herkesten daha çabuk daha iyi yapmalısın, yoksa gülerler sana. Hiçbir zaman başarısız olmamalısın! Olmamalısın!” diyen korku. Kitapta adı geçen karakterlerin bir kısmında giriştikleri her işte ayrılmaz eşi ve ortağıdır bu duygu… Macera deyip geçmeyiniz. Dünyada adalet diye bir şey yoktur sonucuna varılıyor. O’Flynn, Afrika’da kaçak fildişi avcılığı yapan bir hırsız ve şantajcı olabilir. Aynı zamanda eserin baş rol kahramanı. Flynn’in ölümüne bir okuyucu olarak inanmak istemdim. Kafam Flynn’in ipin ucunda sallanmasını kabul edemiyordu. Boğazında ip yarası olan, yüzü morarmış ve şişmiş bir Flynn. Pis bir battaniyeye sarılıp bir çukura sokulmuş olan Flynn. Flynn öldü ha? Hayır Flynn öldürülemezdi! Flynn’i öldüremezlerdi… Afrika’yı Afrikalılardan daha iyi bilen Wilbur Smith yine çok güçlü bir yapıt sunmuş okuyucularına…
28.10.2005

Romanın orijinal adı When the lion feeds. Fakat Türkçe’ye Bencil olarak tercüme edilmiş. Bu dev romanı okudukça insanların bencilliklerin nasıl hat safhaya ulaştığını görebiliyorsunuz. Hep daha fazlasını daha fazlasını istemektedirler. Risk etmeden kolay kazanılamayacağını da öğreniyorsunuz. Sean Courtney başarılı bir karakter. Çılgın, yılmak bilmeyen, son derece mücadeleci bir ruha sahip. Kitabın sonu çok hüzünlü bitiyor. Acaba usta yazar Wilbur Smith geçirmiş olduğu ilk başarısız evliliğinin acısını bir nebze hafifletmek için kaleme sarılmış olabilir mi? Cevabı her ne olursa olsun, ortaya sıkılmadan okunan ve hayattan önemli dersler içeren bir yapıt çıkmış…