E-Dergi

Çok aşırı derecede ayrıntıya girerek tarihler boyunca insanların inanış biçimlerini inceleyen bir kitap. Tanrı savunusundan çok insanların tanrıyı bulma çabalarını daha çok musevilik ve Hristiyanlık tabanlı anlatmış yer yer aşırı derecede sıkan, hep aynı anlama gelen cümleler kuran ve kafanızı allak bullak edecek derecede tarihsel karakterlere yer veren bir kitap. Beklentim daha farklıydı ama beni çok sıktı açıkçası, tam anlamıyla kitabı idrak edebilmeniz için sayfalarda çok ağır ilerlemeniz gerekiyor tarihsel felsefik bir ders kitabı gibi çünkü o da insanı bi yerden sonra sıkıyor maalesef

Çok güzel bir kitap olmuş kitabın en başında öğrenciler için olduğu belirtilmiş ama bir öğretmen olarak çok faydalı buldum ufak tefek eksik kalan yerler vardı bazı bölümler çok tatmin edici olmamış ama genel itibariyle başarılı bir kitap. Değinilmesi gereken başka konular da vardı keşke onlara da yer verilseymiş. İnatla inanmayacağım diyen insanı inandıramazsınız ama şüpheleri olup git gel yaşayanlar için okumalarını öğrenirim belki bir fikir oluşturur kafalarında

Önce Semerkant’ı sonra bu kitabı okudum bazı bilgilerle ilgili çok ufak tefek farklılıklar var arasında ama bu iki kitap kesinlikle birbirini tamamlıyor ve çok şaşırtıyor. Ama şuna dikkat edin ikisi de roman tadında, araştırma kitabı değiller her Bilgi kesin doğru değil biraz daha roman tadında hayaller de katılmış çünkü o dönemle ilgili zaten yeterince belge olmadığı için sadece Selçuklu kayıtlarında olanlarla yola çıkılıyor gerisi de yazarın anlatım gücüne kalıyor.

Livaneli’nin okuduğum ilk kitabıydı ve açıkçası bu kadar mükemmel olabileceğini düşünmemiştim. Hem hikayesi hem de bazı gerçek konulara değinmesi çok etkileyici bir kitap olmasını sağlamış.

İlk iki kitaba göre okuması biraz daha ağır ama daha güzel bir kitaptı çünkü kaynak gösterilerek yazılmıştı ilk iki kitapta hiç kaynak yoktu. Ama ne anlatırsa anlatsın konu ne olursa olsun dönüp dolaşıp Abdülhamid’i mutlaka övüyor