Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

Gizem3k Tarafından Yapılan Yorumlar

10.08.2024

Sadece ebeveynlere değil eğitimcilere ya da çocukla uzaktan yakından ilgisi olan herkese tavsiyedir. Bir çocuğa nasıl yaklaşmamız gerektiği, onun beyin yapısının nasıl işlediğini anladığımız bir kitap.
08.08.2024

Kitap okuyayım ama film tadında olsun derseniz buyurun lale yetiştircisi van Baerla’nin bahtsız ilerleyen ama mutlu sonla biten hikayesine bir göz atın derim. İçinde aşkın, azmin, iradenin, dürüstlüğün olduğu su gibi akan bir kitap oldu. Sonuna merak etmekten bir süre gerçek hayattaki işlerime devam bile edemedim. Fesat düşünceli kötü insanların her zaman kaybetmesi ümidimle. Herkese iyi okumalar.
08.08.2024

Bazen fazlasıyla Doppler oluyorum. Sen harika bir karaktersin. Sen insanlardan nefret ederken bile aslında insanlığı ve hayatı sorguladığın için mükemmelsin. Bazen hepimize her şey saçma gelmiştir. Neden okuyoruz? Neden çalışıyoruz? Neden evleniyoruz? Neden savaşıyoruz? Neden dünya sadece bizimmiş gibi davranıyoruz? Biraz durmamız lazım. Biraz aklımızı kullanmamız lazım.
120 sayfalık ancak 4-5 günde sindirerek, arkadaşımla sohbet ederek okuyormuşum gibi vakit geçirdim Doppler ile. Devamı gelecek’miş ancak gerek bile yok. Mesajı alan aldı bile.
08.08.2024

Sürekli bir yerlere yetişme telaşı içinde olduğumuzu o dağ evinde yapayalnız kalınca fark ediyor kahramanımız.. Hayatın akışında kalmak, güneşi hissetmek, yıldızları seyretmek gibi basit ama insansı duygular… Bir oyunun içinde olduğumuzu hayvanlara acımaktan daha çok insanlara acıdığını belirtiyor. Çünkü biz insanlar var olan aklımızla bile bu düzeni değiştiremediğimiz için her şeyi kabullendiğimiz için ne yazık ki hayvanlardan daha acınasıyız..
Her şeyi tek başına yapabilmeyi, alıştığı her şeyi unutup onlarsız da hayatın devam ettiğini pes etmeden bize öğretiyor. En önemlisinin üstüne basa basa sevgi olduğunu; Sevmek ve sevilmek olmadan bu hayatın katlanılmaz olacağını söylüyor. Bir süre sonra kendini, adını, benliğini unutuyor. Hatırlamanın da bir önemi yok oysa ki. O durmadan yenilenmeyi, var olan her şeyi sevebilmeyi kısacası insanca yaşamayı öğreniyor ve öğretiyor.
Benim özelimde gayet anlamlı bir hikayeydi.
08.08.2024

1935’te 47 yaşında ölen yazarımız bu bakımdan ve ayrıca hayata bakışı açısından Oğuz Atay’a benzetiliyormuş. Huzursuzluğun Kitabı var olmaktan yorulmuş Bernardo Soares adlı kahraman tarafından anlatılan, düşünen her insan gibi tek derdi anlamak olan ve bu süreçte bizleri biraz huzursuz eden bir kitap. Bir bölümde “Anlamak için kendimi yok ettim “ diyor. Gerçekten de öyle oluyor. Hayatı sorguladıkça huzursuzluğunuz artmasını istiyor zaten yazar. Fazlasıyla negatif duyguları okumak zaman zaman yorucu olsa da bu tarz hayatı sorgulayan ve eleştiren yazarları okumaktan ben hep keyif almışımdır. Bu nedenle kitabın %60 nın altını çizmişimdir. İnsanları hayvani bulmasından tutun Tanrı’yı sorgulatmayan harika cevaplar veren, özgürlüğün tanımını yapan yüzlerce kesit bulacaksınız. Kesinlikle kolay değil ama sizi düşünmeye sevk ettiği kesin !