E-Dergi

garip bir şekilde İhsan Oktay ANAR kokuyor kitap.. tarihimizi daha gerçekçi gözlerle görebilmek için bu gibi kitapları okumak şart. tarih kitaplarının sıkıcılığı yok, aksine fevkalade akıcı ve sürükleyici bir kitap.. dedim ya okumak şart..

ilber hocanın bu zamana kadar ki kitapları bir yana, bu kitap diğer yana.. açıkcası diğer kitaplarda pek çok kez aynı şeyleri dile getirir. ama bu kitapta daha evvel duyulmayan, bilinmeyen onlarca bilgi ve detay var. malum ilber hoca topkapı sarayının başkanı (müdürü değil) yani bir yerde perdedarı. işi gereği vakıf olduğu onlarca detayıda açıkca anlatıyor.. alın ve okuyun ki 1460dan 1800lere kadar bir imparatorluğun herşeyine tanıklık eden ve ritüelleri şekillendiren bu yapıyı tanıyın.

hastalık gibi bir kitap.. başlayınca bırakamadım, ama o beni koskoca bir seyahatin ortasında öylece bırakıverdi.. evliya çelebinin küheylan diye bir atının olmadığını, boş gezenin boş kalfası olmadığını, onlarca kölesinin olduğunu, imamlık ettiğini ve çok fena bir yağcı olduğunu öğrendim.. ve daha nice nice cevher bilgilerde kitabın içinde.. aslında tü seyahatnameyi okuma hissi uyandırdı.. o derece güzel bir derleme..

şüphe etmeden alabilirsiniz.. beğenmezseniz kafama atabilirsiniz; kitabın kalınlığını ve ağırlığını bilseniz, kötü bir kitap için bu riske girilmeyeceğini takdir ederdiniz.. kitap tıpkı navigasyon gibi, bunun yanında birde tarihi eserlerle ilgili tanıtım içeriyorki işte bu paha biçilemez.. malum memleketimizde ki hiç bir müzede ve tarihi yerlerde neyin ne olduğunu türkçe anlatan bir görevli yok.. turistlere gıpta etmeyi bırakıp, kitaptan okuyun.

mahir kaynak ve ömer lütfi mete ile yapılan bir mülakattan yazılmış bir kitap. Ben direk ömer lütfi mete bey ve mahir kaynak bey yazmış diye anladım ve aldım. Açıkcası beklediğimide bulamadım. son derece yuvarlak; etliye sütlüye karışmayan beyanlar var.