E-Dergi

İskender PALA'nın tevafuk eseri rastladığı bir müzayededen satın aldığı ve Lale Devri sonlarında geçen olayları roman tarzında anlatan bir el yazmasını, günümüz diline sadeleştirerek yayınladığı eseri. Asıl yazar kitabın hiç bir yerinde adını vermiyor. Patrona Halil isyanı ve çalkantılı günlerde yazdığını belirtip, belkide can güvenliği konusunda sıkıntı yaşamamak için vermemiş ismini.

Olaylar etkileyici ve merak uyandırıcı tarzda gelişiyor ama her bölümde tam neticeye varmadan yani neticeyi öğrenemeden başka olaya geçiyor, insanı merakta bırakıyor. Ama bir sonraki bölümde öğrenemediğimiz neticelere yer yer değiniyor.

Aşk, entrika, cinayet, zevk, eğlence, Sadabat, isyan... ve tüm bunların ortasında şarkın kutsal çiçeği "lale"

Kitabı bitirdiğimde kendimi boşlukta kalmış hissettim birden...

Yakın tarihimizdeki darbelerin ilk örneğini teşkil eden, üst mevkilerde bulunan sınırlı sayıdaki subaylarca tertiplenip Padişahın gaflet ve tedbirsizliğinde yararlanılarak yürütülen Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilip katledilmesi, Sultan 5.Murat'ın tahta çıkışı ve akli dengesini yitirmesi, ardından Sultan 2.Abdülhamid'in tahta çıkışı ve darbecilerin yargılandığı Yıldız Mahkemesi olaylarını anlatan 1876-1881 yılları arasındaki 5 seneyi anlatan, üslubuyla ve sunduğu bilgisiyle güzel bir kaynak. Daha evvel alıp okumayı düşünmüştüm ancak rahmetli Yılmaz Öztuna'nın vefatından bir yıl sonra okumak nasip oldu. Yazarın tarzı, üslubu ve sunduğu bilgilerin çokluğu beni tanzimat devrine ait ikinci bir kitabını okumaya sevk etti, şimdi başka bir kitabına devam ediyorum.

Tanzimat devrinin Mustafa Reşit Paşa'dan sonra gelen ve onun yetiştirdiği iki büyük devlet adamının hayatlarını, bir ikili olarak devlet yönetimlerini anlatan güzel bir eser. Rahmetli Yılmaz Öztuna'nın akıcı ve sürükleyici üslubuyla sıkılmadan zevk alarak okudum. Tanzimat devrine ve 19. yüzyıl Osmanlı tarihine meraklı olanlar için tavsiye edeceğim bir kitap.

Sultan Vahdettin'in ve Osmanlı ailesinin özel evraklarına dayanılarak hazırlanmış kapsamlı bir eser. Aile arşivindeki fotoğraflarla da görsel olarak desteklenmiş. 670 sayfa olması gözünüzü korkutmasın, 400 sayfadan sonrası özel mektup, resmi ve özel belge ve evraklardan oluşuyor. Kritik, az bilinen ve şüpheli bir döneme ilişkin önemli bilgiler orjinal belge desteğiyle sunulmuş. Akıcı dili okumayı daha zevkli hale getiriyor. Tarihten hoşlananlar için okunması gereken bir eser.

Kitapta 1932-1950 yılları arasında 18 yıl süreyle uygulanan "Türkçe Ezan"ın halk üzerinde bıraktığı derin tesirler anlatılıyor.

İki ana bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde 1924 yılında Türkçe Ezan'a (1932'ye) kadar olan sürecin nasıl işlediği ve bu kararın nasıl uygulamaya konulduğu belgelerinde desteğiyle uzunca anlatılmış.

İkinci bölümde ise o yılları yaşamış olan kişilerin anılarına yer verilmiş. Halkın giderek artan yasak ve baskılar karşısındaki tutumu, Menderes'in iktidara gelir gelmez Ezan'ı aslına çevirmesiyle oluşan sevinç ortamı, o devirleri yaşamış olanların ağzından yansıtılıyor.


Mustafa Armağan, geçen yıl bu kitapta yer alacak o devri yaşamış ve halen hayatta olan kişilerin anılarını toplamak için kişisel web sitesi aracılığıyla bir kampanya başlatmıştı. Kitapta yer alan anılar bu şekilde toplandı.