Toplam yorum: 3.088.512
Bu ayki yorum: 8.200

E-Dergi

Fatih Karaosmanoğlu Tarafından Yapılan Yorumlar

Ders kitabı olması gereken bir eser. Temelde dini bağnazlığın antik medeniyeti nasıl yok ettiğini anlatıyor. Öğreniyoruz ki; antikçağ edebiyatının %90'ı, Latince edebiyatı külliyatının %99'u hristiyan bağnazları tarafından yok edilmiş. İskenderiye kütüphanesi gözü dönmüş keşişler tarafından yakılmış. Bu şu demek aslında: uygarlık bu barbar saldırıyla bin yıl gecikmiş oluyor. Aynı yobaz saldırı doğuda da oluyor aslında; Orta Asya'da, Semerkant'ta, Buhara'da, Merv'de filizlenen erken doğu aydınlanması islami yobazlık tarafından yok ediliyor. Bunu anlamak için İbn Sina'nın, Uluğ Bey'in kim tarafından ve neden öldürüldüğüne bakmak yeterli.
Yaşar Kemal bu romanla farkında olmadan "ayrı" bir kültürün varlığına değiniyor.Her nekadar betimleme ve uslup "yerleşik" olsada bu ayrıksı kültürü en iyi yansıtan eserlerden birisi. Kitap kapağında ve genel yorumlarda belirtildiği gibi bu bir kültürün yok-oluş süreci değil daha çok bir travma geçilmesi gereken yaşanması gereken bir travma...Göçebe kültür bu travmayla yerleşik-statik olananın içine girecek o kültür döllenecek onu içerden bozup dağıtacak ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Anadoluda göçebelerin kurduğu kentlere bakın ne kadar yerleşik?

Romanın ağırlık merkezi çocuk karakterinin kafasında canlandırdığı boğaların köylere saldırıp herşeyi yakıp yıkması ve yazarın köylüler için "onlarda göçebeydi" demesi.

Doğu-batı çelişkisini kafasında çözemeyenlere özelilikle tavsiye edilir. edilir:
“Deleuze'e giriş nereden olabilir?” diye soruyor-Deleuze'ün Kafka için sorduğu gibi-öğrencisi Ali Akay.Gerçekten Deleuze düşüncesine nereden girmeli? Bir şehre girerken olduğu gibi size gösterilen belirlenmiş yollardan mı? yoksa bir virüsün bir bedene girmesinde olduğu gibi kendi içgüdüsel dürtülerimizi mi izlemeli? bana ikinci yöntem daha makul geliyor.Zaten Deleuze içinde bir felsefe metni alet edevat kutusu değilmiydi? bana uygun olanı alıp kullandığım...İşte GuattariDeleuze’ün Anti-Oedipus’i böyle bir metin tıpkı Deleuze düşüncesi gibi, her yerinden girebilirsiniz bir oluştur olan: yazarın ve okurun kaybolduğu, giriş ve sonucun olmadığı bir oluş; göçebe-oluş,hayvan-oluş,kadın-oluş vb. Yazarlar size bir şeyler söyler siz onu alır başka bir şey yaparsınız.

GuattariDeleuze okuru yersizyurdsuzlaştırıyor.


Foucault bu kitapla cinselliğe giriyor, bilindik anlamda cinselliğin tarihine değil çünkü Foucault tarihte "şimdi"yi buluyordu anlattığı her şey kelimenin gerçek anlamıyla şimdi'ydi,aktüel olandı gerçek olan.Foucault'ya göre cinsellik hiç "bastırılmamış"ama sürekli yeniden üretilmişti en bilindik anlamında cinselliğin biyolojik devamlılık için çabucak yapılıp üzerinde konuşulmaması gereken yasaklı döneminde bile bu böyleydi.Foucault'nun bu kitapla bize öğrettiği şimdi kullandığımız tüm bir cinsel söylemin bu baskı! döneminde üretildiğiydi.

Foucault'ya Deleuze "bir olaylar toplamı"diyordu.Krizlerden geçen krizlerin, bölünmelerin yarattığı bir filozof-oluş'tu o.

Mutlaka okunmalı!
Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

Vıcık vıcık soncu hiçci-romantik postmodern söylem için,sözde-marx'çı yaratıcı düşünceden yoksun tekrarcılar ve kapitalizmin mutlak zaferini anıran liberaller için...

Küresel kapitalizm aygıtına bir virüs bulaştı! o virüs işte Hart ve Negri'nin virüsü.

Mutlaka okunmalı!