E-Dergi

Anlatım ilk başta o kadar karışık geldi ki bir anda tüm karakterleri birbirine karıştırmaya başladım bir yerden sonra. Kitabın sonuna geldikçe neyin ne olduğunu anladım. Yalnızlık ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Zaten bunu en iyi Yusuf Atılgan anlatmıyor mu? Umutsuz bir aşk, yalnızlık, gelip geçici insanlar. Otel görevlisinden daha ötesi görülmeyen bir insan. Zenginlik içindeki bir ailede doğup ilmek ilmek fakirleşme, fakirleştikçe yalnızlaşmayı çok iyi anlatan bir kitap. Yusuf Atılgan'ın her kitabını severim. Okuyun derim.

Stefan Zweig'ın Satranç kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı. Satranç ve bu kitap konu olarak çok farklı olsada iki kitabın ortak noktası ikisinde de karakterin iç dünyasının detaylı anlatımını ele almasıdır. Satranç ile kıyaslandım ister istemez ve bu kitap her anlamda ondan daha az iyi diyim çünkü kötü bir kitap değildi.
Kitabın en beğendiğim yani herkesin içinde olan düşünceleri iyisiyle kötüsüyle ki kötü düşünceye ister istemez gider aklımız ama onu demeyiz de aynı zaman da bunu ana karakterimiz sonuna kadar güvendiği ve sevdiği ama derin bir açıklıkla anlatıyor olması. Ana karakter sevdiği kişiye o kadar açık ki bazen insan kendi kendine bile bu kadar açık olamaz. Kitabın en güzel kısmı buydu.

Stefan ZWEIG’in bu incecik ama etkileyici eserini bir solukta okudum.

Yazar kitabında hem dönem eleştirisi yapıyor hem de insanın hayata tutunma çabasını anlatırken insan psikolojisini derinlemesine anlatıyor. Gerçekten hayran olmamak elde değil.

savaşın ve aşkın buluştuğu eşsiz eser

Çok sade ve akıcı bir türkçe ile anlatılmiş.İlginç bir konu tavsiye ederim