Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

Penthesileia8 Tarafından Yapılan Yorumlar

06.11.2025

Kybalion, yüzeyde bir felsefe kitabı gibi görünse de aslında zihnin, evrenin ve varoluşun işleyişine dair oldukça sistematik bakış sunan bir öğreti.
Bir inanç ya da dogmadan çok; evrenin yapısına dair bir bilinç modeli ortaya koyuyor — ve bu modelin kökleri, Hermes Trismegistus’a kadar uzanıyor.
Ama herkesin kolaylıkla içine girebileceği bir alan değil; çünkü burada anlatılanları anlamak, sadece okumaktan değil, kavramsal bir sezgiden geçiyor diyebilirim.

Fakat örneğin Dark dizisini derinlemesine anlayarak, oradaki döngüsel yapının ardında yatan metafizik düzeni fark eden, anlamaya çalışan biri; Kybalion’u ve öğretilerini büyük bir entelektüel tatminle okuyabilir

Diziyi bu kitabın ardından yeniden düşündüğümde, zaman, nedensellik, titreşim ve karşıtlık gibi kavramların Kybalion’daki hermetik prensiplerle ne kadar örtüştüğünü görmek benim açımdan gerçekten çok etkileyiciydi.
(ki ben zaten Dark dizisini çok sevmiştim)
22.10.2025

Holden Caulfield, dışarıdan bakınca asi, huysuz, hatta bazen umursamaz biri gibi görünse de; iç dünyasında tarifsiz bir acı, kırılganlık ve yabancılaşma taşıyan tam bir ergen. Kısacık ömründe edindiği acı tecrübeleri mental olarak kaldıramamış ve hayatla kurduğu ilişki artık yalnızca bir savunma mekanizmasına dönüşmüş.

Kitabın bana hissettirdiği şey şu: Holden’ın çok sevdiği kardeşi Allie’nin ölümüyle birlikte içsel dengesi tamamen sarsılmış; dünyayı ve insanları sahte, yapay ve yüzeysel bulmaya başlamış. Bu yüzden sürekli kaçıyor — okuldan, insanlardan, hatta kendinden bile… Onun isyanı öfke dolu değil; çaresiz bir varoluş sancısı âdeta.

Yazarın dili sade, akıcı ve okuması son derece keyifli. Okurken insan hem Holden’a çok üzülüyor hem de kendi gençliğinin o kırılgan taraflarını hatırlıyor.
13.10.2025

Şema terapi konusunda uzman olan yazar, “hayatta var olma çabası içindeyken kendimizle ve çevremizle nasıl sağlıklı bir etkileşim kurabiliriz?” sorusuna; şemalara dayalı derin açıklamaları ve örnekli anlatımlarıyla ışık tutuyor. Her bölümde kitap ve film önerileri yer alıyor ve bu eserlerdeki karakterlerin hikâyeleri de bölüm başlıklarıyla ilişkilendirilerek anlatılıyor.

Sadece kitapla ilgili küçük bir önerim olabilir: bölümler içinde konu anlatımı, kurgusal bir roman gibi kesintisiz ilerliyor. Küçük alt başlıklar ya da kısa duraklamalar olmadığında, kişisel gelişim ve psikoloji kitaplarında okuma temposu biraz yavaşlayabiliyor. Örneğin Marshall Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim’i ya da Daniel Goleman’ın Duygusal Zekâ’sı gibi kitaplarda bu es vermeler okuma akışını çok destekliyor. Belki yeni bir baskıda editör Mehmet Bey bu noktayı dikkate alabilir. Yoksa yazarın dili son derece akıcı ve okuması keyifli bir kitaptı.
13.10.2025

İlk sayfalarında kahkahalarla güldüm, son sayfalarında ise boğazım düğüm düğüm oldu…
Kızımı kursa götürmüştüm bugün; kitap okurken ağladığımı görecekler diye resmen yutkuna yutkuna okudum.

O kadar akıcı, içten ve samimi ki… Her karakteri ayrı ayrı kalbime dokundu diyebilirim.

Uzun bir aradan sonra ilk kez onun yetişkinler için yazdığı bir kitabını okudum ve umarım bundan sonra bizler için de bol bol yazar.
31.08.2025

Öyle sıcak, samimi ve içten bir kitap ki, bana defalarca şunu hatırlattı: Hayat bazen dev başarılarla değil, küçük ama içten adımlarla, her gün attığımız ufak ama anlamlı hamlelerle şekillenir ve değer kazanır.

Karakterlerin küçük değişimlerle büyümesi, ister istemez bizi de kendi yolculuğumuza bakmaya, kendi adımlarımızı ve gelişimimizi fark etmeye davet ediyor.

Ve hani bazen, her gün olmasa da, “bu kadarının yeterli olduğunu” fark ettiğimiz anlar olur ya… İşte o anlarda endişeler kaybolur, elimizden gelenin farkına varır ve içimizde huzur taşırız. Yazar, tam da bu noktada, kendi içimizdeki Hyunam-Dong Kitabevi’ne vardığımızı anlatıyor.

Kitabın sonunda bende kalan en kıymetli his: her birimizin yaşadığı hayat yolculuğu, dışarıdan nasıl göründüğünden çok, bizim yüreğimizden nasıl doğduğuyla kıymetli…