E-Dergi

İnanılsın ya da inanılması, bu eserin okunması gerekir. Maksat inanmak değil, Darwin ve düşünceleri hakkında bilgiler edinmektir. Darwin yaşadığı dönemin büyük isimlerindendi. Sırf bu nedenle onun yazdıklarını okumak önemlidir. Ne düşünmüş, ne yapmış, ne bulmuş, doğru yanlış bakılmaksızın öğrenilmelidir.

Sanatın doğuşundan bugünün modern sanatına doğru gelerek, güzel bir sıralamayla sanatın öyküsünü anlatıyor bu kitap. Fakat daha çok batı sanatına yer verilmiş, yalnızca başlarda Mısır, Mezopotamya ve Çin sanatından bahsedilmiş. Bunun dışında konu alınan sadece Avrupa ülkelerindeki sanatsal gelişmeler. Oysa bir Osmanlı sanatı olan Oryantalizm hakkında da yazılacak birçok şey var. Ayrıca oryantalizmin gündemde olduğu dönemlerde Avrupa'nın da bu Osmanlı sanatıyla yakından ilgilendiği bir gerçek. Bence Gombrich az da olsa oryantalizme de yer vermeliydi. Çünkü gerçekten kaydadeğer bir sanat tarzıdır. Bunun dışında kitap çok güzel, kolay anlaşılır ve sanat açısından bir kültür deposu. Sanatla ilgilenen kişilerin sanata giriş yapmakta yararlanabileceği güzel bir çalışma. İçinde bulunan resim örnekleriyle konuyu çok daha rahat kavramanızı sağlıyor. Bir klasik haline gelmiş olan "Sanatın Öyküsü"nü sanat kültürü kazanmak isteyen herkese tavsiye ediyorum.

Bir erkek çocuğunun lise yıllarında başlayan ve uzun yıllar sonra hala devam eden büyük aşkını anlatıyor bu kitap. Çocuğun sabırla kızın aşkını kazanabilmeyi beklemesi ve yıllar sonra kızın aşkına sahip olması derken çok şaşırtıcı bir sonla kitabı bitirmiş yazar. Bence bu kitabın en etkileyici kısmı sonu. Ben sonunu okuduğumda tüylerim diken diken olmuştu. Aşk öykülerini sevenlere tavsiye edebileceğim bir roman.

4 sarışın var, benzer hayatlar süren; fakat farklı karakterlere sahip. Her birinin ayrı ayrı hikayesi anlatılmış ve hepsi güzel sonuçlara bağlanmış. İnsana kültür açısından hiçbir şey katmayan; ama okurken dertlerini unutturan eğlenceli bir kitap.

"Eskici Dükkanı", fakir bir mahallede yaşayan gürültücü bir ailenin yokluk nedeniyle düştüğü halleri anlatıyor. Yoksulluğun zorluklarını, varlığın ne kadar değerli olduğunu anlıyor insan bu ailenin dramını okurken. Diyaloglar Türk kenar mahallerinde nasılsa öyle aktarılmış kitaba. Romanın yarısından sonrası oldukça sürükleyici; fakat ondan öncesinde yalnızca ailenin hayatını okuyorsunuz. Orhan Kemal'in kitaplarını okuyanlara bu kitabının hiç de yabancı gelmeyeceğine eminim. Her zamanki üslubuyla, her zamanki olay kurgularına benzer bir şekilde yazmış bu kitabını da.