Toplam yorum: 3.253.699
Bu ayki yorum: 5.725
E-Dergi
Çepni55 Tarafından Yapılan Yorumlar
Romanı başarılı buldum ve özellikle akıcılık ve bir film senaryosunu andıran canlılığı nedeniyle beğeniyi hak ediyor.
Türünün özelliğine uygun olaraksa edebiyatın zirvelerinde dolaşmak ve aforizmalar kurmak gibi bir durumu ve derdi de yok tabii ki. Ancak kendi kulvarında yapması gerekenlerin pek çoğunu yapmış Günaydın. Örneğin oluşturduğu sahneler bir polisiye-gerilim romanına uygun görünüyor. Başlangıç sahnesiyle birlikte oluşturduğu merak unsuru son sayfaya kadar gidiyor. Günaydın bunları yaparken, apolitik bir tavır sergilemiyor. Yani toplumsal meselelerden birçoğuna değiniyor ki, bunu da ayrıca takdir ettiğimi yazmalıyım.
Türkiye’de kadın olmak, travestilere bakış, Afgan mülteciler, iğrenç bir Afgan geleneği olan Bacha Bazi, çocuk tacizleri, kontrolsüz ( belki de bayağı kontrollü ) cemaat ve tarikat yapılanmaları, siyasetin üst noktalarına kadar uzanan kanunsuz ilişkiler ağı gibi konular kendilerine doğrudan yer bulabilmişler.
Peşinen şunu söyleyeyim, eğer Ülkücü hareketin 12 Eylül öncesi ve sonrasına ilgi, merak ya da sempati duyuyorsanız, bu kitap çok kıymetli bir esere dönüşecektir. Trabzonlu bir ülkücü olan Hüseyin Koloğlu, henüz on dokuz yaşındayken cezaevine girer ve çıktığında artık otuz yaşındadır. On bir yıl boyunca farklı cezaevlerinde tutulur. Yani yirmili yaşlarının tamamını dört duvar arasında geçirmiştir. Bugünlerdeyse altmışlı yaşlarında.
1988 ile 1991 yılları arasında, üç farklı cezaevinde yattığı yıllarda tuttuğu ki, esasında 1980’de Samsun’da başlayıp, Bursa, Mamak, Bartın, Gaziantep, Trabzon ve Amasya Cezaevleri’nin olduğu uzun bir süreçteki günlükleri sadece ülkücüleri değil, yakın tarihe ilgi duyan herkesi ilgilendiriyor bence.
Sadri Ertem’in Korku adlı kitabındaki öyküleri okuduğunuz zaman, yazarının kim olduğunu bilmeseniz, Ömer Seyfettin’in yazdığını sanabilirsiniz. İşin ilginç yanı şu ki, Ertem’in hikayelerinden birisinin kahramanı da Ömer Seyfettin. Üslup ve dünya görüşü olarak Ömer Seyfettin’e oldukça benzeyen Ertem’in ona benzer bir başka yönü ise çok genç yaşta vefat etmesi olmuş. Ancak Ertem’in bu kırk yıllık kısa ömrüne pek çok edebiyat eseri ve milletvekilliği sığdırdığını da söylemek lazım.
Ertem, Seyfettin’e benziyor ancak onun kötü bir taklidi değil asla. Bu kitaptaki öyküler birbirinden ilginç, kimisi tezli kimisi sürprizlerle dolu ama en önemlisi dönemin sosyal havasını başarıyla yansıtan öyküler. Hatta mesela “Boykot” öyküsü gibilerin doğrudan günümüzü ilgilendirdiği bile söylenebilir.
Kırk beş yıllık ömrüne bir çok şey sığdıran Sadri Ertem, milletvekili olmasının yanında bir yazar ve öğretmendir. Toplumun içinde yer alarak gerçekçi ve toplumcu edebiyatın öncülerinden sayılan Ertem yazdığı roman ve hikayelerin yanında bir doktrinerdir. Ertem, Türk ve dünya edebiyatı hakkında birbirinden önemli portre yazılarını ve tezlerini Fikir ve Sanat adlı eserinde toplamıştır. Öyle ki bu kitabında bizde niçin bir filozof çıkmadığından, yazar ile okur ilişkisine, divan edebiyatından Rönesans eserlerine; Mehmed Akif’ten Ziya Gökalp’e, Puşkin’den Hüseyin Rahmi’ye kadar pek çok olay ve kişiye ayrıntılı ve özgün bir şekilde değiniyor.
Türk siyasetçi ve yazar Sadri Etem'in (Ertem) "Bay Virgül - Küçük Hikayeler" adlı kitabının ilk ve son baskısı, Ahmet Sait Matbaası tarafından, 1935 tarihinde yapılmıştı. İçinde on dokuz öykünün bulunduğu bu kitap, 1943’te,
henüz kırk beş yaşında aramızdan ayrılan ve sadece bir ideolog olarak Türk politik hayatının değil, belki de hikayeleri ile Türk öykücülüğünün de ilgi çekici simalarından birisi olan Sadri Etem’in önemli eserlerinden birisidir. Öyle ki, bu kitabın ve dolayısıyla içindeki hikayelerin yeni nesil okurlara mutlaka aktarılması gerektiğini düşünüyorum.
Sadri Etem, Bay Virgül adıyla kitaplaştırdığı hikayelerinde Osmanlı’nın son, cumhuriyetin ilk yıllarının “milli edebiyat” akımından örnekler sunuyor. Anlatılan zaman dilimleri de bu iki devreyi ve Türkiye toprakları dışında birer öyküde Rusya, Hawai ve Çin gibi diyarları da kapsarken, kullanılan dilin 1930’ların Türkçesi olması da dikkatleri çekiyor.