E-Dergi

Gerilim türünde bir kitap. Çok uzun değil ama yinede ilerleyiş aynı tonda olduğu için durağanlık hissettim ve biraz dikkatimi dağıttı. Ben daha çok edebi söyleyişde aramış olabilirim ama olaylarda bence doyurucu değildi. Ama yinede Sherlock Holmes, Agatha Cristie gibi eser ve yazarları sevenler beğenecektir.

“İşte bu yüzden bu kadar zordu. Problemimiz aynıydı ve birbirimize hatırlatıyorduk.” Hem bireysel olarak hemde çevremizle, yas sürecinin nasıl yaşandığını, insanın psikolojik süreçlerini ve ortak acılarla yol almayı atan bir nabızda anlatan bir kitaptı. Kahramanların acılarını içimde duyduğumu söyleyebilirim. Umarım yazarın diğer kitaplarıda dilimize kazandırılır.

Altı çizilecek ve derinlemesine konuşulacak çok farklı içerik söz konusu ama genel olarak kişinin var olduğu toplumu ve kendisinin farkındalığı ile başlayıp bu farkında olma durumunun şahsiyet oluşturmanın ilk adımı olduğu çok güzel işlenmiş. Bu başlangıçtan sonra sürecin nasıl işlediği/işlemesi gerektiği ele alınmış. Kişinin kendi tanıklığının önemi çok anlaşılır bir şekilde işlenmiş. Doğan Hoca her kitabında olduğundan çok daha fazla insanı kendine döndürmüş. Ruhu şad olsun.

Evlillik kararı verilirken ve evlilik birliğinin devamında bulunması gereken temel motivasyonlar hakkında güzel bir eser. Ama Doğan hocamın genel üslubu olarak kişiyi kendi içine de yöneltmeyi ihmal etmeyen, kısaca ne bireyi ne de evliliğin içindeki "biz" ıskalanmadan gereğince anlaşılır bir dille ifade edilmiş.

Yalnızca bir kişi be olaylar etrafında gelişen otobiyografik bir roman değil. Aynı zamanda eğitim ve eğitimcilik başta olmak üzere sosyal kalkınma için gerekli olan şeyler hakkında ciddi güzel fikirler içeren bir eser.