Toplam yorum: 3.089.113
Bu ayki yorum: 0

E-Dergi

Semih Oktay Tarafından Yapılan Yorumlar

12.01.2012

ŞAH MAT romanı tür olarak cinaî,popüler deyişle polisiye bir
roman. Yazarı Mario Mazzanti bir İtalyan;tıp fakültesinde okumuş,mezun
olmuş.

19 Aralık 2011 Pazartesi öğleüzeri devretmiştim romanı. Önemli değil
elbette,,,bir romanı okuyup bitirdiğim tarihin ne önemi olabilir ki?
Bu tarih anca' romanı okumaya başladığım vaktin 16 Aralık 2011 Cuma
akşamüzeri olduğunu söylersem bir önem kazanabilir.

Kahramanlarını anlatarak başlıyor roman. Önce Claps,sonra katil,sonra
Greta Alfieri ile Montanari,sonra Adriana Maggesi anlatılıyor. Adriana
Maggesi ilk cinayetin kurbanıdır. Öyle bir kurban
ki,yaşasaydı,kendisini öldürmüş olan suç aletinden hicap
duyar,cinayetin açığa çıkmasını bile istemeyebilirdi bir ihtimal.
Giriş bölümleri alıştığım kıraat sınırlarını aşıyordu...Cinayet
sıra dışı,ceset sıra dışı,katile ulaşma hamleleri sıra dışı olunca ilk
sayfaları yutarcasına okudum . Polis,cinayetin duyulmasını istemiyor
bir süre için. Fakat Greta Alfieri isimli gazeteci kız olaydan kısa
zaman sonra öğrenmiştir bu cinayeti,öğrenir öğrenmez de katile ulaşmak
adına her yolu denemeye başlıyor. Denediği bu yollar cinayeti
soruşturmakla görevli komiser Sensi'yi âdeta canından bezdiriyor.
Hatta Sensi öfkeleniyor, hırsından çatlıyor.
Sensi,cinayeti işlemiş gibi gördüğü Morganti'yi hapse atıp olayı
kapatmaya niyetlidir ama polise yardımcı olan Suç Psikiyatristi Claps
hiç de onun gibi bakmamaktadır olaya. Katilin profilini çıkarmakla
uğraşan Claps o güne kadar hiç görmediği kadar karışık bir cinayetle
başbaşa buluyor kendisini. İlk cinayetin ardından katil yeni
bir cinayet işleyeceğini de haber vermektedir üstelik. Katil ipucu da
verir polise: Satranç hamleleri sonunda bir insan hayatını
kaybedecektir.Sanki polise "hadi gel de beni yakala bakalım"
demektedir. İkinci cinayet işleniyor.Katil
hamlelerine satranç oynar gibi devam ediyor;üstelik katil kendisini
yakalamak isteyenlerle de internet üzerinden satranç oynamayı kabul
etmiştir. Çeşitli izlerden katile ulaşmaya çalışan polis çaresizdir
zira katil bir üçüncü hamle
yapacağını bildirmiştir.Bu da yeni bir cinayet demektir. Nihayet katil
suçüstü yakalanıyor. Yakalandığında katil artık
yaşamıyordur;öldürülmüştür! Bunca cinayeti neden işlediğini katilin
ağzından duyamayacak olmam canımı sıkmıştı!

Tam bu esnada daha okunacak epeyce sayfa olduğunu görüyordum
kitapta;bir yandan da katilin yakalanışı bu kadar basit
olmamalıydı,diyordum okuyorken. Bitmemiş o sayfalarda katilin henüz
yakalanmamış olduğunu anladım;hem şaşırdım,hem de katilin ne kadar
zeki ( Yazar'ın mutlu mutlu gülümsediğini görüyorum sanki!) olduğunu
anladığımda ürperdim...Velhasılıkelam bir hatırlatmada bulunmak
istiyorum: evde yalnızken okumayın bu romanı.

Güliz Akyüz Yıldırım'a mükemmel çevirisi için,Sonsuz Kitap
Yetkilileri'ne ŞAH MAT'ı okunaklı büyük puntolarla tertemiz sayfalara
basmış olduğu için teşekkür ediyorum.
11.01.2012

SÜRÜ Frank Schaetzing; Resif Yayıncılık; 785 Sayfa, Kapağında 'roman' yazıyor.

27 Kasım 2009 Cuma günü Frank Schaetzing'in SÜRÜ adlı eserini devrettim.Bir arkadaşımın tavsiyesi ile okumaya başlamıştım.Kitabın daha ilk sayfasında çeşitli yayın evlerinin ve dergilerin bu eser hakkındaki övgülerine kulak verecek olursak Publishing News şöyle yazmış:'Sadece Almanya'da iki milyon kopyadan fazla satan bu sürükleyici eko-gerilim,aynı başarıyı diğer dillerde de gösterecektir.' İnsan inanıyor tabii. Sonuçta hüsrana uğradığımızda da içimizde bir hayal kırıklığı ile kalıveriyoruz;bu romanda olduğu gibi.

SÜRÜ adlı kitabın kapağında 'roman' yazıyor.Bu edebî türe ait anlam şu son yıllarda değişmeye başladı; daha doğrusu değişime uğradı.Roman kurmacadır.Ama uydurulmuş safsatalar zinciri değildir.Uydur uydur yaz,sonuçta buna roman de.SÜRÜ roman değil bana göre;olsa olsa kurmacanın son zamanların modasına uygun olarak geliştirilmiş bir uyduruk çeşididir.Bir yiyecek çeşidimizden örnek vermek gerekirse aşure tatlısının nelerden yapıldığını az çok biliriz değil mi? Aşure tatlımızın içinde temel olarak buğday,nohut,fasulye vardır.Bu üç gıda ürünü aşurenin olmazsa olmazıdır.Başka neler vardır aşurede? Üzüm,kayısı,nar taneleri hatta kestane,incir,badem,ceviz de bulunabilir.Şayet biz aşure yapmaya kalktığımızda aşurelik buğdayımız yok diye bulgur veya pirinç kullanırsak,fasulye bulamadık diye barbunya fasulyesi katarsak,nohut bulamadık diye bezelye taneleri katarsak pişirdiğimiz şey aşure olmayacaktır.Artık buna kim ne derse desin ama aşure denemez,değil mi? SÜRÜ adlı 785 sayfalık bu esere de ben roman diyemiyorum.Bu tarz bir eserdeki hayal ürünü jölemsi maddenin -eserde jöleye benzer bir madde uydurmuşlar ki akıllara zarar:insanüstü bir yaratık-;milyarlarcası bir araya geldiğinde yapamayacakları halt yok- bilimsel olup olmadığına kim karar verecek.Üstelik romanın yazılışı sırasında değerli bilim adamlarının Frank Schaetzing'e büyük destekler verdiğini anlıyoruz.Buna rağmen bu kadar insanın ortaya çıkardığı bu eser,hiç romana benzememiş.Hele SONSÖZ bölümünde yazılanlar bir roman için fazla saçma geldi bana.

SÜRÜ'yü bana ödünç veren arkadaşım sakın alınmasın;bu eser için on üzerinden dokuz puan vermiş olduğunu söylemişti bana.Eserin yarısını okuduğumda şöyle bir düşündüm acaba okumaya değer bir yenilik mi var, yoksa bilinmedik olağanüstü bir kurgu ile mi karşılaşacağım diye... Ama hüsrana uğradım.Saçma sapan bir 785 sayfa okuyup ardımda bıraktığımda sadece Almanya'da iki milyondan fazla insanın bu eseri okuduğuna değil ama beğenmiş olduğuna hiç inanamadım. Bir kitabın satış rakamları önemli değil bana göre;ne kadar beğenildiği önemli. Zaten eser için beğenildi ile ilgili bir iddia da yok.Sonuçta zamanımı şu kitap için harcadığıma üzülüyorum.

11.01.2012

EJDERHA DÖVMELİ KIZ romanı fena değildi.Serinin devamını okuma isteği duymadım.Çok daha iyi romanlar varken vaktimi bu romanın devamını okumaya ayırmam.
10.01.2012

Bu romanı üç kez devrettim.Muhteşem bir roman.Roman türünün en iyi örneklerinden biri.