E-Dergi

okuyunca "evet yaa, ben bunu nasıl düşünemedim" dedirten bir kitap. gözümüzün önündekini görmeyi, dahası gördüğümüzü büyütmeyi öğretiyor.

Dinle küçük adam

İnsanoğlunun yaptığı aptalca hataların nelere yol açtığı -belki dozu biraz fazla kaçırılarak-, ona yöneltilen küçümseyici bir üslup ile anlatılıyor. Aslında yazar haklı. İnsanoğlu içinde bulunduğu her durumdan kendisi sorumlu ama kendisinin bile cevabını veremeyeceği, açıklamasını yapamayacağı o kadar aptalca inanışlara, davranışlara sahipki. Yazar bu durumu o kadar zekice eleştirmiş, ortaya koymuş ki, bir çoğunu bugune dek farketmemis olduğunuzu görüyorsunuz. aslaında yazar asagıladıgi insanların bu duruma itiraz edebilmelerini, kendisine izin vermemelerini bekliyor. "bu insanlar hala nasil bu kadar geri kafali olup bu kadar salakca seyler yapiyor" diyoruz surekli. ve anlattigimizda da ne kadar sabit fikirli olduklarini, konusmalarımızın ne kadar bosa ciktigini goruyoruz. su bir gercek ki, egitim duzeyi dusuk insanlar ezici, sert usluptan anlıyor, bunu inkar edemeyiz. politikacılar bu yuzden var zaten. bu kitabi asagılayıcı bulan bir cok insanin da bu usluba sahip olduguna inanıyorum.yazarın uslubunu karalamak yerine iyice tartmak gerek bence. kitapseven bir insanın basucu kitaplarından biri olabilecek nitelikte olduguna inanıyorum. Kesinlikle okunmalı.

Ezilenlerin pedagojisi

Yazarın dogup, yoksul biri olarak buyudugu Brezilya’da yıllarca süren araştırmalarından yola çıkarak hazırladıgı bu kitap, ezilen kesimin, icinde bulundugu duruma nasıl alıştığını, kabullendigini ve kendilerinin fikirlerini acıklamaya yarayacak bir liderleri, sözcüleri olmadığı taktirde, bu kabullenmişliklerinin onları nasıl yıllarca aynı sıradan yasama sürüklediği, ezilenlerle yapılan söyleşilerden alıntılar yapılarak anlatılıyor. Aslında her ezilen, kendisini ezeni model alır ve onu ezmek icin fırsat kollar. Günü geldiğinde, ezilen de bir ezen olacaktır. Özellikle çalışan insanların, iş hayatındaki hiyerarşiyi analiz etmek için okuması gerekir

ülkemizde, eğer bir kitabın reklamı yapılırsa yok satar. bu tarz kitapları okuyanlarla da genelde dalga geçilir. bu kitap ta eleştirmenlerin vasat bulduğu, eleştirdiği ama kitapçılara geldiği gun tükenen bir kitap. simpsonları çok seven biri olarak kitabın gereksiz eleştirildiği kanısındayım. kitapta ciddi anlamda felsefe var. simpsonların davranışları baz alınarak, insan yaklaşımları felsefi olarak açıklanmış - ki bu da felsefeyi kolay anlaşılır hale getirmiş. "sofinin dünyası"nasıl çocuklara felsefeyi sevdirdiyse bu kitapta büyüklere felsefeyi sevdirebilir. üstelik makaleler halinde olması, kitabı kolay okunur hale getiriyor. yazarları yer yer birbirleriyle tartışmaları, okuyucuyu da fikir beyan etmeye, yorum yapmaya taşvik ediyor. güzel bir kitap.

filmini izlediğim ve hala unutamadığım bir eser çikolata. kitaplarını gördügümde gereksiz olduğunu düşünmüştüm ve para vermek bir yana asla okumam demiştim, fakat simyacıda da aynı ikilemi yasadiğimi hatırladım. genco erkal yorumuyla tiyatroda izleyince, iki farklı eser gibi gelmişti. acaba bu da öyle mi diyerek alip okudum ve sonunda gördüm ki haksızlık etmişim. kitaplara önyargıyla yaklaşmamak gerektiğini söylemeliyim.