Toplam yorum: 3.087.160
Bu ayki yorum: 6.847

E-Dergi

HarunSinanDemirdöven Tarafından Yapılan Yorumlar

Kitabın popülaritesi sanırım Kuş Gribi vakalarının ülkemizde görülmesi ile birlikte arttı. Zaten 2006 yılı basımı olan kitabın özellikle Kuş Gribini ülkemiz insanının tanıması ile basımı ve okunma marjını artırmasının teğeti irdelendiğinde bir yandan da insanın aklına daha ziyade kitabın ekonomik kaygılar ile yazılmış olması ihtimalinide getiriyor. Örneğin ben kendi alanımdan bir örnek verirsem;Eğer bir gün bir bitkinin kansere çağre olduğu konusunda ülke çapında yaygın bir medya propagandası olursa ve ben meslektaşlarımla birlikte bu bitki hakkında bir kitap yazarsam muhtemelen satış marjı çok yüksek olacaktır. Ancak benim burada değinmek istediğim kitabın içeriğinin yanlış oluşu değildir. Çünkü kitabın içeriğindeki bilgiler incelendiğinde hepsinin gerçeklerle örtüştüğü anlaşılır. Burada önemli olan kitabın basım yılı ve konunun güncelliği ile olan bir teğet çizgisidir. Bu da halkımızın popüler kültürün yolcuları olduğunu göstermektedir. Bu durum ise okuyucu açısından malesef vahimdir.
Kitabın tanıtımı ile birlikte hemen dikkatimi çeken bir husus oldu. Tamam ilginç bağlantılar, akrabalıklar, ilişkiler ağı içerisindeki bir kısım simaları ve grupları afişe ve deşifre etmek Türk toplumu içerisindeki şeffaflığın gerekliliklerinden biridir. Ancak yazar Said-i Nursi hazretlerinin cesedinin mezarından çıkarılıp ortadan kaybedilmesi hususunu nereden çıkardı hakikaten anlamıyorum. Ben Said-i Nursi hazretlerinin cesedinin Akdeniz’ in serin sularına bırakıldığını dahi duydum da bizatihi bir mezarı olduğunu ve cesedinin de bu mezardan kaçırıldığını da hiç duymamıştım. Açıkçası yazarın tanıtımda geçen bu sözleri bile kafamı karıştırmaya yetti de arttı bile.
O (S.a.v.) alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberdir, O’ nun taşıdığı misyon gelmiş geçmiş tüm insanların ve hatta Peygamberlerin bile taşıdıkları misyonun en ağırı ve en çetinidir. O Son Peygamberdir. Peygamberimiz Efendimiz Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi vessellem son peygamber olarak gönderilmiş ve tüm aleme en hakiki ve en doğru olan Allah’ ın nurunu tamamlayacağı müjdesini verdiği Kur’ an-ı Kerim’ i getirmiştir. Bir kısım insanlar sapkınlıklara düşerek Hazreti Muhammed’ i bir kenara yitmeye ve getirmiş olduğu müjde ve mucison peygamber olarak gönderilmiş ve tüm aleme en hakiki ve en doğru olan Allah’ ın nurunu tamamlayacağı müjdesini verdiği Kur’ an-ı Kerim’ i getirmiştir. Bir kısım insanlar sapkınlıklara düşerek Hazreti Muhammed’ i bir kenara yitmeye ve getirmiş olduğu müjde ve mucize olan Kur’ an dışında kendisini görmezden gelmeye çalışmışlardır. Oysa O Kur’ an-ı Kerim’ i bizlere getirmekle aslında bizatihi yaşamında da Kur’ an_ı sergilemeye gayret göstermiştir. Kitabın ana temasının dışında farkındalığımızı da fişekleyen en önemli husus O’ nun yaşayan bir Kur’ an olması gerçekliğidir. Bu nedenle selef düşüncesinin saptığı bir dönemde O’ nun tavrı ve aksiyonunu da bilmek Müslümanlar için bir gaile olmalıdır. Kitabı bu şuurla okuyan okuyucunun istifade edeceği kanısındayım.
Barbara Taylor Bradford aslında umut yolculuğuna çıkıp umutsuzlukar yaratan ya da umutsuzlukların içinden umutlar yeşerten yazarlardan biri. Bu anlamda kitabı okuduğunuzda aslında pozitif bir elektrikle ve ümitle de doluyorsunuz. Ancak ana kahramanın başına gelenler çerçevesinde kendinizle ilişkilendirmeler yapmanızı tavsiye etmem, çünkü Bradford' un ana kahramanları insanda buhrana neden oluyor.
Yeni nesil çocuklarımızın konuşma dillerini, günlük konuşma sırasında kullandıkları cümle ve kelimeleri dikkatle takip ettiğinizde göreceksiniz ki yeni neslin atasözlerinden uzak ve atasözleri ile desteklenmeden bir konuşma dili kullandıkları açıkça ortadadır ve bu ne vahim bir durumdur. Çocuklarımızı bundan 10 yıl ya da 20 yıl sonra 1000 kelimeden ibaret bir Türkçe ile konuşurken hayal etmek istemiyorum açıkçası.