E-Dergi

Jung'un kitabın girişinde de bahsettiği gibi bu hatırat belli tarihler üzerinden olay anlatımı şeklinde tasarlanmamıştır. Yazar, bilinci ve özellikle bilinçaltında iz bırakabilmiş olayları analiz etmiş, düşüncelerinin şekillenme sürecini tedavisinde bulunduğu klinik vakalara da atıfta bulunarak aktarmıştır. Anlatımlarında özellikle mesleki tanımlamalarında biraz fazla soyuta kaçsa da genel manada hayata bakış açısını güzel bir şekilde ifade etmiştir. Kitabı okumamın bir diğer önemli nedeni de Freud ile olan ilişkisi ve kopuş sürecini öğrenmek olsa da bu konuya çok detaylı şekilde girmediğini belirtmek isterim.

Kitap, tanıtım kısmında da belirtildiği gibi kısa psikoterapi öykülerinden oluşsa da, yazarın isim yaptığı eserleriyle aynı ağırlıkta olduğunu düşünmüyorum. Ancak insanoğlu zihnine baskı yapan hatta nevrozlar oluşturan; ölüm korkusu, hedefsiz kalma, yaşam amacını yitirme, zamana hapsolmuşluğun verdiği çaresizlik gibi duygularda birçok insanın kader ortağı olduğunu bir daha görmek açısından okunabilecek bir eser.

Kitaptan önce 2007 yapımı When Nietzche Wept'i izlemiş olmanın verdiği çekinceyle okumaya başlamış olsam da sayfalar ilerledikçe endişem azaldı. Kitap daha derinlemesine bir anlam ve sağlam bir kurguya sahip. Yazarın diğer kitaplarını da okumuş biri olarak bu eserin neden en iyisi olduğunu kişi, kitabı bitirdiğinde anlayacaktır. Kitabın edebi yönü bir yana, psikanalize ve roman kahramanlarının-Nietzche, Freud- düşüncelerine ilgi duyuyorsanız alacağınız haz daha da artacaktır.

ZWEIG'ın yazdığı ne varsa okumaya niyetli biri olarak aslında tüm mektuplarını okumak isterdim. Bu kitapta öncelikli amacım S.ZWEIG'ın yorumlarını okuyabilmek olduğundan kitabın ilk kısımlarında sıkıldım diyebilirim, Çünkü ilk 100-150 mektup F.ZWEIG!ın yazdığı yorucu ve tekdüze mektuplardan oluşuyor. Ama ikinci kısımda ZWEIG dümeni eline alıyor ve o talihsiz güne kadar olan duygularını-özellikle kadın erkek ilişkisi babında- samimi bir şekilde yansıtıyor. Son mektuplarda moralim çöküntüye uğrasa da ustanın ruh halini ve çaresizliğini derinden hissettim.

Sigmund Freud'un hayatı, düşünceleri ve Psikanalize yönelik artan ilgim sebebiyle okumaya başladığım kitaplardandı. Freud'un öncüllerinin fikirlerini öğrenmiş olsam da kitabın zirveye çıktığı bölüm Sigmund Freud'u incelediği son bölümdü. Zweig'ın Freud ile olan arkadaşlığının kitabı daha da enfes kıldığını düşünüyorum.