Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

ALAF Tarafından Yapılan Yorumlar

28.11.2006

"Hiçbir şey olmayacağım, diye sona erdirdim konuşmayı,"Devletin istediği birşey olmak bir yana , ne kendim istemediğim bir şey olacağım, ne de siz beni zorla istemediğim bir şey yapabileceksiniz." sayfa 272. "...Gerçek olması için yazarın öyle yazmış olması yeterliydi, bunun yeteneğinin gücü ve sesinin otoritesinden başkaca ispatı da yoktu"sayfa 283.
Genelde insan olabilmeyi, özelde yazar olmayı arzulayanlar için bu cümleler ne kadar da yol gösterici. Sözleri söylebilmek belki kolay ama ya sözlerini tuttuysa... Marquez bu sözleri söylemiş ve tutmuş bir insan olarak saygıyı hak ediyor. saygınızın bir ifadesi olarak bu kitabı okuyun...
27.11.2006

Bugün kitabın siparişini verdim ve yazılan yorumlara bakayım dedim.
"Okuyana" saygı duymamak elde değil ve fakat bir okurun nasıl olur da bu veya şu kitabın "hala yayınlanmasıyla" sorunu olabilir? Bunu anlamam mümkün değil. Hangi kitabın yayınlanacağına ya da hangi kitabın hala satıldığına takılmak, düşünen ve okuyan insana yakışmayan bir uğraş.
o zaman sorarlar adama kim karar verecek diye? ölçütü nedir diye? ve verilecek hiç bir cevap tartışmasız mutlak olmayacaktır. ve güç başkalarının eline geçtiğinde belki bugün sizin severek inanarak okuduklarınız sansüre uğrayıp, değersiz kabul edilecektir. en azından "okuyan " bir insan olarak hangi ideolojiye sahip olursa olsun diğer "okuyanlara" bu kötülüğü yapmayalım. saygımla
23.05.2006

En popüler romanı Kaptan Korellinin mandolini'nden sonra, ya bu adam başka neler yazmış diyerek ve itiraf etmeliyim adından dolayı diğerlerine tercih ettiğim bu kitap kesinlikle okuyucuyu hayal kırıklığına uğratmıyor. okudukça az gelişmiş hayali bir güney amerika ülkesiyle Türkiye arasında şaşırtıcı paralelikler bulabiliyorsunuz. sürekli değişen iktidarlara rağmen ülkede değişen birşeylerin olmaması gibi, kapitalist aktörlerin her şeye müdahil olması gibi, iktidarını güçlendirmek için hükümetlerin kendine düşman uydurup onunla mücadele etmesi gibi. bütün bunların dışında gülüp eğlenen, sevişen, fakirliğini aklına getirmeden yaşamaya çalışan halkın nasıl rahat bırakılmayıp büyük trajedilere boğulduğunu yazarın ilk kitabından aşina olduğumuz mizahi bir tavır içinde okuyoruz. evden çıkmak istemediğiniz sıcak yaz yazgünlerinde serin bir köşe bulup okuyun lütfen...
01.05.2006

Her şeyin varlığını kokusuyla algılayan bir adam, elbette kendi kokusu olmadığını farkettiğinde varlığını anlamlandıramaz ve yok oluşa sürüklenir. Roman kahramanı dış dünyayı beş duyusuyla değilde sadece koku duyusuyla algılayan biridir. başka hiç bir şey etkilemez burnundan içeri girmeyi başaranlar hariç. kentin en güzel kızlarını öldürdüğünde birinin bile yüzüne bakmamıştır ve mecbur olduğu durumlar dışında dokunmamıştır. bütün insanlığı küçümser, ama çok derinden bir bağla bağladır onlara. onu farketmemelerinin önem vermemelerinin bedelini ödetmek ister kokuları kullanarak. ne var ki öldürdüğü 25 kızın kokusundan yaptığı mükemmel iksir de tatmin etmez onu ve kendi varlığına kendini inandıramadığı için bu iksirle ait olduğu yere yani yokluğa dönmeyi tercih eder.
14.04.2006

Bu çalışma sırf sonradan müslüman olmuş bir insanın elinden çıktığı için kıymetli kabul ediliyor demek sırf doğuştan müslüman olan ve daha önce meal yazanların ve ana dilleri arapça olanların (Allah onlardan razı olsun) eserlerinin daha doğru daha güvenilir olduğunu iddia etmek kadar sığ bir düşünce şekli. Önemli olan Kutsal Mesajın size ulaşmasında ne derece başarılı olduğu bence. Eserin hedef kitlesi zaten müslüman olan coğrafyalar değil; İslamı tanımayan, bilmeyen, en fazla bilgi sahibi olanların da birikimlerinin sınırını önyargılarının çizdiği batı toplumu tam da bu sebepten aslında bizim için çok faydalı. şimdiye kadar bu konuda yapılmış çalışmalar okuyanların bir takım temel bilgileri haiz oldukları varsayımından hareket edilerek hazırlanmış. Oysa bu temel birikime sahip olsaydık; İslam dünyası çok daha farklı koşullarda yaşıyor olurdu.
Hiç bir şey bilmediğinizi kabul edip hemen okumaya başlayın.