E-Dergi

Gerek yaşamını sürdürürken gerekse idam edildikten sonra, hakkında türlü yorumlar yapılan Şeyh Bedreddin'in ilginç görüşleri var. Ayrıca kimi ayet ve hadisleri yorumlayışı da ayrı bir nitelik taşıyor. Ancak eleştirilecek bir yan da var ki; her ne kadar dipnotlarda birtakım açıklamalar verilse de, anlaşılması güç dinî ve tasavvufi terimlerin ısrarlı bir biçimde kullanılmış olması. Keşke daha anlaşılır bir dille günümüz okuruna sunulsaydı.

Olaylar her iki taraftaki resmi belgelerle anılarda dile getirilen bilgilerden yola çıkılarak ele alınmış ve ayrıntılı bir değerlendirmeye gidilmiş. Hiç kuşkusuz bu da eserin niteliğini daha da çok arttırıyor. Genel bir yaklaşımla, Çanakkale'de yaşananların doğru ve yansız bir biçimde kavranabilmesi için mutlaka okunması gerektiğine inanıyorum.

Türklük duygularımızı coşturucu hoş bir roman. Ayrıca dile getirilen olaylar atalarımızın "Kale içeriden fetedilir." öngörüsünü de doğruluyor. Fakat diğer yanda metin baştan sona tek parça olarak verilmiş ki bu da okurun ilgisini diri tutmasını güçleştiriyor. Bunun yerine, konu değişikliklerinde uygun başlıklar altında bölümler oluşturulabilirdi.

Dönemin iklim koşullarını, toplumların gelenek ve göreneklerini öğrenmek güzeldi. Ayrıca şeytanın peygamberin diline karıştırdığı sözler ve onların ayetle iptal edildiğinin anlatıldığı kısım da ilginçti. Ancak eleştirilecek bir yan var ki o da "satvet, tekeffül, mübareze, muannit, mustazaf, mezkûr, mükatebe, saik" gibi sözlüğe bakmadan anlaşılması mümkün olmayan sözcüklerin ısrarlı bir biçimde kullanılmış olması.

Dilinden dolayı kitabı okumak güç, anlamak ise daha da güç!