E-Dergi

Anlaşılması epeyce güç, çünkü belirli bir altyapı gerektiriyor.

Dile getirilen kimi olaylar (gök cisimlerinin hareketleri gibi) günümüzün bilimsel verileriyle çelişse de, o günün koşulları düşünüldüğünde bunu çok da yadırgamamak gerekir. Böyle bir yapıtın anlaşılır bir dille Türk okuruna sunulmuş olması önemlidir.

İslam kaynakları arasındaki çelişkiler ile pek değinilmeyen kimi gerçekler açıkça ortaya konulmuş. Bu niteliğinden dolayı, mutlaka okunmalıdır, diye düşünüyorum.
Ancak böylesine önemli bir yapıtı günümüz okuruna sunanların, okumayı güçleştiren, anlamayı ise olanaksızlaştıran “müteneffir, tahşidat, mutavassıt, ihzarat, müz’ic, nahvet, muahede, ağleb, mevaşi, meşkuk” gibi sözcükler ile “şedidü’t-tab, va’f iras, piş-malahaza, taht-ı inkiyad, taaddüd-i zevcat” gibi tamlamaların Türkçe karşılıklarını vermemiş olması da, her türlü eleştiriyi hak ediyor.

İnsanlık tarihinin silinemeyen en büyük kara lekesi olan sömürgecilik olayı, somut verilerin eşlinde ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Mutlaka, ama mutlaka okunmalıdır, diye düşünüyorum.

Kitabın değerini anlamak için ilk sayfalarda verilen "Kaynaklar" listesine bakmak yeterlidir. Ancak buna karşın eleştirilecek bir yanı var ki o da, dilinin ağırlığıdır.