E-Dergi

Eğlenceli, esprili bir oyun. Severek okudum, tavsiye ederim.

Romandan ziyade askerlik anıları tarzında sıkmayan, güzel, birbiriyle bağlantılı kısa hikayeler mevcut. Beğendim, tavsiye ederim.

Gündelik hayatın hengamesine kapılıp, biraz da erkeksi bir gururla birbirlerine olan sevgilerini dillendiremeyen baba - oğulun hikayesi.

Her zaman "baba" rolünü çok iyi oynayabilmiş bir baba ve onu uzaktan uzağa seven oğlu; ölümün onları ayıracağı o son anlarda, birbirlerine olan derin sevgilerini nihayet sözcüklere dökebilecekler mi?

Hem bu kitabı hem de yazarın diğer kitabı olan "ON DOKUZ SANİYE" adlı kitabını tavsiye ederim.

Sevdiler.

Kitap bu öğlen elime geçti ve bugün okuyup bitirdim. Geçekten çok akıcı bir dille ve samimi bir üslupla yazılmış.

Kişinin yaşı ve o yaşına kadar yaşadığı hayat biçimi ne olursa olsun ölüm gelmedikçe hiç bir şeyin son bulmadığını ve isterse mutluluğu o yaştan sonra bile yakalayabileceğini anlatan, samimi, sıcak, yer yer esprili bir roman.

Yazarın "Albaya mektup yok" isimli kitabını da okumuş ve çok beğenmiş bir kişi olarak her iki kitabını da öneriyorum.

Sevgiler.

kitabı kesinlikte tavsiye ediyorum. kitapta yazan uygulamaları sadece bir kez denememe rağmen hızımı dakikada 230 kelimeden 450 kelimeye çıkartım. sürekli egzersiz yaparsanız kitapta da yazdığı gibi "1000 kelimeyi aşmak hiç de zor değil." ne kadar çok uygulama yaparsanız anlama düzeyinizde o derece artıyor. ve kesinlikle hızla anlama düzeyi ters orantılı değil, aksine hızlandıkça daha rahat anlıyorsunuz..