E-Dergi

Ne yalan söyleyeyim onlarca yapım izlememe rağmen daha önce Sir Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes serisini hiç edebi olarak okumamıştım. İlk kitabı oldu benim için ve pek tabii ki kafamdaki Sherlock Holmes yapısından oldukça uzak çıktı kitap. Ekstrem güzel, ilgi uyandırıcı, şok edici vs. gibi tabirler kullanamam; fakat Korku Vadisi'nde anlatılan geçmiş olaylar, kitabın modern zamanındaki olay örgüsünden daha ilgi uyandırıcı.

Kült olabilecek bir yapım. İngilizcesini okuduğum için ve antropolojik tanımlar çok olduğundan okuma sürem uzadı bu kitapta da. Başlarda çok biyolojik ve antropolojik gidip, sonrasında kapitalizm, ticaret ve modern dünyaya atıfta bulunması çok güzel olsa da ben antropolojik kısımları daha ilgi çekici bulmuştum. Pek tabii ki bu kitabın diğer bölümlerinin değerini azaltan bir yorum değil, her şeyiyle harika bir kitap. Jared Diamond'a teşekkür etmesi bile kitabın ne denli güzel olacağını gösteriyordu zaten. :)

Çevirisini gerçekten beğendiğim bir kitap oldu. Hatta o kadar hoşuma gitti ki daha sonra kült filmini de izledim hemen. Arada sırada açıp yeniden okuyasım gelir, hafif hafif unuttuktan sonra yeniden hatırlamak isterim. Distopik hikayeleri sevenler için kaçırılmaz.

Kitap aslında çocukları hikayeye ve kötülüğe odak noktası yaptığı için eleştiri almış diye okumuştum, fakat ilkel duyguları oldukça sembolik ve yeri geldiğinde de gözümüze soka soka anlatan bir yapım olmuş. İnsana çocuk veya yetişkin olarak değil, bir kavram olarak yaklaşıp, herhangi bir ayrım yapmadan kötülüğe odaklanılmış. Yer yer empati kurup haklı olduğunu göreceksiniz yazarın.

Oyun serisine adapte olanlar kesinlikle edebi kısımdan da The Witcher serisine göz atmalılar. Kısa hikayeler ana ve yan karakterlerin tanıtılması açısından oldukça elzem. Oyunlarında da oldukça söz edilen "Son Dilek" mevzusunu bilmeniz için okumanız gereken bir kitap. İç ısıtıyor The Witcher dünyası. :)