E-Dergi

Adından da anlaşılacağı üzere Akdeniz üzerine yolculuk yapma hayalini ve seyahatleri anlatan bir kitap gibi görünse de hayatı anlatan bir eser.
Panait İstrati “Arkadaş” kitabında olduğu gibi burada da dostluk üzerine ince mesajlar veriyor.
“Her istediğimiz adamla dost olamayışımız ne yazık! Ender bulunur dostluklar, birbiriyle anlaşmak için yaratılmış zekalar, bir anlığına ve sadece bir kez olmak üzere, hayatın çıkmaz yollarında karşılaşır, sonra bir daha hiç karşılaşmamak üzere uzaklaşarak yollarına yapayalnız devam eder, çünkü bir boyacı, bir kumandanla, bir tenekeciyle (kaldı ki ona ihanet etmiştim) konuştuğu gibi konuşamaz.”
Son bölümlere doğru olay örgüsünün hareketlendiği, kitap boyunca da yazarın usta kaleminden dökülen sözlerle güzelleşen bir eser.

“Katillerden, tecavüzcülerden, dayakçılardan kısacası içlerine kötülük işlemiş bütün insanlardan nefret ediyorum.” (sayfa 133)

Özellikle şu günlerde yani 2024’ün sonlarında maalesef daha da gündemde olan konular. Haberlerde gördüğümüz şiddet olayları, cinayetler, giderek artan tüm suç olayları… İnsanların içindeki kötülüğün artması.

Ve yüzyıllardan beri sorulan sorulardan biridir belki de kötüleri cezalandıran da kötü mü olur? Başka bir deyişle “Katilleri öldürsek, katiller eksilmez ki!”

Bu konular çerçevesinde Türkan Ani’nin macerasına tanık olduğumuz roman. Yazarın ilk kitabı olmasına karşın oldukça başarılı bir anlatım, sürükleyici bir dile sahip. Konusu da adından da belli olacağı gibi farklı.

Yer yer kendini tekrar eden bölümler olsa da kesinlikle okunmaya değer bir kitap, şans verilmeyi hak eden ve ismi daha çok duyulması gereken bir yazar…

Kahraman Tazeoğlu daha çok aşk ve gençlik romanları ile, şiirleri ile tanınan bir yazar. Ama ülkemizde yaşanan depremden sonraki yönü ile tanımak gerekmiş, bu kitabını okuyunca anladım. Enkaz’ı okurken de depremle paralel bir roman okuyacağımı düşünmüştüm. Fakat bu süreçte yazarın kendi yaptığı yardımları, destekleri anlatan anılardan oluşan bir kitapmış. Bu yönü ile pek tanınmamış, gündeme gelmemiş fakat başta “İban’dan İban’a” Projesi başta olmak üzere depremzedeler için harcadığı çabalar, destekler göz ardı edilemezmiş. Kitapta bunları okurken bir yandan da sosyal medyadan paylaşımlarını inceliyorsunuz. Yaşadığımız bu acı deprem sonrası çoğumuzun bilmediği gerçekleri yaşamış ve samimi bir dille anlatmış yazar. Bir diğer acı gerçek de yazarın belki de en az bilinen en az okunan kitabının bu olması.

Yaramazllık yapan, bu sefer haylaz bir çocuk değil de bir trafik lambası olursa ne olur? Tabi ki pek de hoş olmayan şeyler olur. Aytül Akal trafik ışıklarının önemini çocuklara eğlenceli bir şekilde anlatmış.

Yeni yılın ve kışın gelmesi ile aklımıza kar tabeleri, kızaklar ve tabii ki kardan adamlar gelir. Çocuklar da kışın soğuğuna rağmen karlı havayı çok sever. Bu sevgilerinin sebebini hissetiren, etkinlikleri, hediyeleri bol bol kar sevgisi içeren bir sayı.