Gurbetten yakılacak mektuplar kitabını biraz ön yargıyla okumaya başladım. çünkü yazan amcamız ilkokul mezunuydu. akşam başladım, sabah devam ettim ve bir solukta bitirdim. Çok zevk aldım. Akıcı, zaman zaman almancanın çoğu kere de güzelim Rumeli şivesinin hakim olduğu bir üslup kullanılmış. Gurbetin gurbetçinin çilesini bize iliklerimize kadar hissettiren, nice civanın gurbet ellerde maruz kaldığı sıkıntıları bir başka şekilde anlatan bir kitap. Kitapta, ayrıca 2. ve 3. neslin türkçeye ve Türkiye'ye mesafeli oluşlarının, birinci neslin Almanya'ya ve Almancaya uyum sağlayamamaları tezatı gözler önüne serilmiş. Kendi başına bırakılan bu insanların, uyumsuzlukları, yada kendi kültürlerine yabancılaşmalarında Devletinde önemli bir eksikliği var, kitapta bu husus açıkça yeralmıyor, ancak yazar bunu okuyucularla paylaşmak yerine, okuyucunun kendiliğinden anlamasını arzu etmiş anlaşılan. Almanya'da doğup büyüyen neslin, Alman okullarında eğitilmesi, meslek sahibi olması ancak illada dini ve milli duygularla donatılması gerektiği anlatılır kitapta.
Ayrıca Almanya. heptende kötülenmez, gurbetçiye çok şey öğrettiği, ayrıca para kazanıp ülkemize göndemek suretiyle ülke ekonoımisine katkıda bulunulduğu gerçeği de gururla anlatılır.
Emekli olduktan sonra ülkemizin değişik yerlerine gittiği, emsalsiz güzellikleri gördüğünü anlatır ve yine özellikle gubetçilerimize, sakın bu güzelliklerden mahrum olmayın, mesajını da vererek kitabı bitiriyor.
Kısacası ben, Türkçeyi güzel kullanmak için illada Türkiye'de yaşamak gerekmediğini, güzel kitap yazabilmek için Üniversite mezunu olmak gerekmediğini ama Türkiyemizin ve Türkçemizin kıymetini daha iyi anlayabilmek için, gurbetçi bir amcamız olan yazarın bu kitabını okumak gerektiğini anladım.
Kendisinden ön yargılarımdan dolayı özür diliyorum.. Allah uzun ömürler versin.