E-Dergi

Biz bu Avrupa trajedisinin hep dışında tutuyoruz kendimizi. Hatta kahraman rolü de biçiyoruz zaman zaman kendimize, haksız da değiliz bazı durumlar için ama Struma başka bir hikaye. Yazar Struma dramında bütün politik tarafları gemiden atmış, son kertede bu bir insanlık ayıbı ise ayıbı yapanlar kendi payına düşeni elbet alacaktır, burada ise umudun ayaklar altına alınışını okuyorsunuz.

Bir kaç yerde, on psikopat gücünde yazılmış diye yorumlar okumuştum. Kitabı okuduktan sonra diyebilirim ki bu yorumu yazan arkadaş özellikle final kısmı için insaflı bile davranmış. Çünkü kitabın sonu öyle on, onbeş psikopatla falan olacak bişey değil, Hakan Akdoğan' ın kafasının içinde koca bir 'asylum' var belli ki. Bugünle, geçmiş arasında gidip geliyorsunuz okurken ama birbirleri ile bağları o kadar organik olmuş ki, sonundaki düğüm sizi yattığınız yerden doğrultacak cinsten. Aldığı ödülü sonuna kadar hakediyor. Ayırdığınız zamanın her saniyesine değecek bir kitap.

Biraz önce bitirdim. Okurken bir kaç defa kahve bardağına uzanıp boş bardaktan kahve yudumladım. İçine girdiğim dünyanın acılığını kahvenin acısıyla seyreltmeye çalıştım. Hem o bodrum katındaydım hem de o konteynerin içinde uzandım. Bunu mutlaka okumalısınız, mutlaka. Derinlerde bir yerde bir boşluk bırakıyor.

Sabah başlayıp hava kararırken bitirdim. Bazı hikayelerin başlı başına detaylandırılıp güzel birer romana dönüşebileceğini düşünüyorum ve bana göre Serdar Yıldız'ın hayal dünyası bunu yapmaya yetecek kadar zengin, bunu hikayelerin kurgusundan anlayabiliyorsunuz. Takip edilmesi gereken yeni nesil yazarlardan bence, alın okuyun derim.

Yazarı takip etmemek mümkün değil. Diğer fantastik kitaplardan oldukça farklı, büyü sihir yetenekleri yerine metallerle etkileşim kullanılmış oldukça farklı karakterler oluşturmuş. Türü sevenlerin kesinlikle okumasını tavsiye ediyorum, türe karşı şüphe ile yaklaşanlarınise bu kitapla türe şans vermelerini öneririm.