E-Dergi

Kitabı elinize aldığınız da garip bir kitap olduğunu hemen anlayacaksınız. Adından belli bu işte bir terslik olduğu. İçerisinde oldukça kısa, çok çok kısa öyküler olmasına rağmen bazıları var ki kısa ve garip olmalarına rağmen size "vay be" detirtiyorlar...Bazıları da var ki defalarca okumanıza rağmen "hıı" diyip geçmek zorunda kalıyorsunuz...Bana sorarsınız okunası bir kitap derim...

Mehmet Rauf'un Define adlı romanının bir devamı niteliğinde olan bu romanı kısa olmasına rağmen oldukça sürükleyici ve bir oturuşta bitirilebilecek bir polisiye heyecan sunuyor bize...Buna rağmen yazarın olayların kurgusunda biraz kolaya kaçtığını söylemek de mümkün...Define romanı kurgu bakımından daha başarılıydı...

Tarihin en eski dönemlerinden günümüze işledikleri suçlardan ötürü dar ağacında son nefeslerini veren insanlar duymuşuzdur, görmüşüzdür... Toplumların kanayan bir yarasıdır idam cezası. Çoğumuz böyle kişilere büyük bir kin besleriz, günümüzde de bunu yaşıyoruz....İşte yazar bu eserinde toplumun bu sancılı yarasını bir idam mahkumunun gözünden kaleme almış...Suçun ne olduğunu okuyucadan gizleyerek, okuyucunun suç ce ceza ilişkisi üzerine yoğunlaşmasını engelleyip, doğrudan doğruya dikkatleri idam mahkumunun üzerinde toplamayı başarmış...

Çok farklı bir kurgu ve çok farklı bir kahramanla karşı karşıya bırakıyor Zweig.....Öncelikle bu kitabı okumak için Satrançtan çok fazla anlamanıza gerek yok...Zaten Zweig öyküsünde satranç tahtasını ve taşlarını bir araç olarak kullanıyor...Niyeti hiçlikle dolu büyük bir boşluğun içine bırakılan kahramanının verdiği sınavı çektiği eziyeti gözler önüne sermek...Okunduğu zaman insanın derinliklerinde izler bırakan gerçekten çok iyi kurgulanmış bir öykü.....

çok eskilerde de polisiye roman yazılıyormuymuş diye düşünüyorsanız okuyun derim...İnsan okurken sanki eski Türk filmlerinden özellikle sezerciğin filmlerinden sahneler canlanıyor gözlerinin önünde....Kitabın devamı olan Kan Damlasını yeni edindim bakalım o nasılmış......