Toplam yorum: 3.090.136
Bu ayki yorum: 734

E-Dergi

keif Tarafından Yapılan Yorumlar

10.12.2006

Üçüncü kitapta Anadoludan insan manzaraları baskın tema. Ege ve ada insanı ile çorak Anadolunun bağrından kopup gelen insanlar arasında geçen olaylar tasvir ediliyor. Paylaşım ön planda. Bir şeye sahip olan onu olmayanla paylaşıyor, bir salkım üzümü yada sevgiyi yada bilgiyi. Baş kahramanımızın korkuları hezeyanlara dönüşüyor. Aşka hazır, karşılık ta buluyor, ancak öldürülme korkusu onu bağlıyor. Romanı anlatmayayım da siz okuyarak zevkini çıkarın ve 4. kitabı özlemle bekleyin.
10.12.2006

Balığa doyuyoruz. Denize doyuyoruz. Açıyoruz atlası, bakıyoruz İda dağı nerede. İnsan ilişkilerine doyuyoruz. Korkuyla tanışıyoruz. Anlamsız törelere kızıyoruz, hatta nefret eder hale geliyoruz. Kahramanımıza artık iyice alışıyor ve ısınıyoruz, onu oğlumuz yerine koymaya başlıyoruz. İşte böyle bir roman "Karıncanın su içtiği". Dörtlemenin ilk romanını okuyamayanlar için bile anlamlı, tek başına okunabilir.
10.12.2006

Yaşar Kemal dörtlemenin bu kitabında roman kahramanlarını bize tanıştırıyor. Her ne kadar diğer kitaplarda yeni karakterler katılıyorsa da, birinci kitapta tanıştığımız karakterler bir nevi başrol kahramanları. Bu kitapta okuru en çok, boşu boşuna ölen, donmaktan kurtulup yaşayan, yaşadığı için savaş kaçağı muamelesi gören ve bu sefer de bunun için öldürülen askerlerin hikayeleri yakalıyor. Ama ne yakalamak! O günleri yaşamamış olmak bile bir şükür nedeni oluyor. Tabii ki dedelerimizin, ninelerimizin benzeri hikayeleri paylaştığını da unutamıyoruz. Kısacası birinci kitap savaş yorgunu insanların yeni yaşam başlangıçlarını, umutlarını, kaçışlarını sergiliyor. Bu arada deniz aşığı olan her okur denizin ve her bir deniz canlısının tasvirini de doya doya okuyabilir.
07.12.2006

Doğanın dengelerini çok güzel anlatabilmiş bir kitap. Doğadaki kurtlar ki onlar bizden önce de vardı, ve kasabalılar. Oldukça acı tecrübelerle geçmiş bir çocukluğa sahip olan delikanlı ile amaçsız kalıp, düşmenin eşiğindeyken bir misyon üstlenerek doğadaki yerini alan biyolog arasında gelişebilen sağlıklı ilişki dikkat çekiyor. İnsan ilişkilerinin aslında çıkar ilişkileri haline geldiğini bir kez daha anlıyoruz. Buna karşı duranların ve doğaseverlerin sisteme karşı savaşını da izleyebilme şansına erişiyoruz bu romanda. "Atlara fısıldayan adam" gibi bir romanı edebiyat dünyasına armağan eden yazarın bu kitabı da biz edebiyatseverlere bir armağan.
07.12.2006

İşte Türkleri aşağıladığı gerekçesiyle yargılanmış ve aklanmış olan bir kitap daha. Yargılandığı ve o sırada toplatılmaya başlandığı için koşa koşa temin ettiğim bir kitap. Nedense mazlum kitaplar ilgimi çekiyor, ama nedense hepsi de aklanıyor. Kitabı yargılamak bir yana da, belki 18 yaşını geçenlere tavsiye edilebilir. Baskın kişilikli anneler ve baskılanmış kişilikli kızları. Anneler ve babalar bilmezlermi ki örselenmiş bir çocuk, geleceğin sapkını olabilir. Burada da arızalı bir anne - kız ilişkisine tanık oluyoruz. Tabii ki evlenmemiş kızımızın ev-iş-ev döngüsü içersindeki açmazları onu bu sağlıksız noktaya getiriyor. Kitabı farklı bir kaç açıdan değerlendirin, tek bir noktaya odaklanmayın. Hele ki fonda olmak zorunda olan Türklerin (Avusturya'nın bir gerçeği) sadece fonda olduğunu unutmayın. Eleştiri eleştiridir, yazardan gelmektedir, yurt ta yazarın yurdudur.