E-Dergi

Diğer Dostoyevski kitaplarından farklı bir kiaptı. Öyle derin analizler, duygusal derinlikler, hayata dair, hayatın anlamına dair büyük laflar etmeyen ama gayet akıcı, enteresan, absürd denebilecek ama aynı zamanda gerçekçiliği hissettiren güzel bir kitaptı.

Albert Camus’nun “Başkaldıran İnsan” kitabında karşılaşmıştım ilk kez adıyla.. Merak ettim ve ilk bu kitabıyla tanıştım kendisiyle. Yazdıkları çok çarpıcı, sizi zorlayabilir. Topluma ve toplumsal kurallara, ahlaka, adalete, dine dair çoğu insana aykırı gelebilecek şeyler anlatıyor Sade. Kitabın bazı yerlerinde sinirim bozuldu, bunu nasıl savunabilir dedim ama ne olursa olsun bana başka fikirlerin, düşüncelerin, bakış açılarının olduğunu, olabileceğini ve bunlara da aslında kafa patlatmalı, en azından bir daha bir üstüne düşünmemiz gerektiğini gösterdi.

Albert Camus’nun okurken en zorlandığım kitabı olabilir ama yine de çok güzeldi, anlamlıydı, doluydu.. Kitabı okurken zorlandığım, tekrar okuduğum, anlayamadığım bölümler oldu ama o anlarda bile haz aldım. Çünkü beynimi zorladım, anlamaya çalıştım yani beni kendi sınırlarıma, kendi sınırlarımı aşmaya yönlendirdi, her Camus kitabında olduğu gibi.. İçeriğine gelirsek her devrim insanlığı harika noktalara getirmiyor hatta tam tersi durumun başlangıcı olabiliyor. Bunu örnekleriyle de gösteriyor. Farklı bakış açıları, fikirler kazandırıyor, aslında çoğu şeye ne kadar sorgulamadan basmakalıp baktığımızı da gösteriyor. Zihin açıcıydı...

'Neden yazıyorum?' diyen ve bize bunu açıklayan George Orwell aslında yazmamak için bir sebep yok diyor.Hayat ve hayatta olan şeylere sessiz kalmak çok da mümkün değil Orwell için.Şunu da söylüyor politik olmamak da politik bir duruşdur aslında...Okunmaya değer kitaplardan..

Bir yazarın hayatına, hayata bakışına dokunmak için en güzel yollardan biri sanırım onun denemelerini okumak.Hele de Tomris Uyar gibi birinin yazılarını okumak harika.İçinde başka edebiyatçılarla söyleşiler de var.Kalın olduğuna da bakmayın, okurken bir de bakmışsınız bitivermiş..