E-Dergi

Irkların, dikenli tellerin ayıramadığı güzel bir dostluk... İnsanların insanlara yaptığı zulmü, çocuklar üzerinden anlatan etkileyici bir kitap...
Çocuklar üzerinden anlatılan her kitapta olduğu gibi bu kitap da insanı duygulandırıyor. Her olayı çocuk açısından görmemizi sağlayan güzel ve sade bir dili var. İnsanlık tarihinin tarifsiz vahşetine açılan bir pencere. Bir çocuğun gözünden savaş temasıyla daha önce sıkça işlenen bir konuyu ele almasına ve yer yer klişeler barındırmasına rağmen beni çok etkiledi hatta etkilemenin de ötesinde içimi parça parça etti diyebilirim. Mutlaka okunmalı.

Ben işine tutkuyla bağlanan, yaşamaktan zevk alan, kendisiyle birlikte çevresine de katkı sağlayan insanların hayranıyım. Böyle insanlarla sık sık karşılaşmayız sayıları da pek fazla değildir. Ben bir kitap okumadım ben bir inancın, tutkunun ve hayalin kitabını okudum. Ve okumaktan zevk aldım bu tarz kitaplar bana dünyanın o kadar da kötü bir yer olmadığını istediğinizde bir şeyleri değiştirebileceğinizi gösterir. Değişik bir kitap. Öyle ki okurken çok farklı yerlere götürdü.

Yine su gibi bir polisiye roman. Kendi kendine akıp giden, bir solukta üç yüz, beş yüz sayfa okuyabileceğiniz ve hiç bir şekilde sizi yormayacak Ahmet Ümit romanı. Bazı kitap karakterleri vardır ve siz onlarla farklı bağlar kurarsınız ve hiç unutmazsınız.Ahmet Ümit’in alışılmış polisiye çizgisinden farklı bir yapıt ancak yazar, kaleminin gücünü ve sınırlarını Başkomiser Nevzat’tan ibaret olmadığını kanıtlar nitelikte bir eser ortaya çıkarmış.Tarihin ve maceranın harmanlandığı roman tarih ve macera sever okurların mutlaka okuması gereken bir yapıt.İttihat ve Terakki dönemine yoğunlaşan kitap Ahmet Ümit'in yazarlığının olgunluk döneminde zirveye çıktığı bir eser gerçekten de kitap içerisinde tarihi olayların yanında casusluk suikast aşk ve entrika gibi ögeleri de içermesi bakımından alışılagelmiş Ahmet Ümit tarzının da oldukça dışına çıkmakla birlikte ne kadar çok yönlü bir yazar olduğunu da kanıtlıyor.

Sesine aşık olduğum kadının hayatını okumak neler yaşadığını öğrenmek benim için çok başka oldu. Kitabı bitirdiğimde ona olan saygım ve sevgim daha da arttı. Ah Cumhuriyetin divası sen neler yaşamışsın! Nasıl güzel bir yüreğin varmış sesin gibi.

Uyutmayan bir kitap... Rusya’nın büyük şehirlerinden birindeki yoksul halkın hayatı anlatılıyor. Kitap sıkıcı ve ağır bi şekilde başlasa da bi yerden sonra akıp gidiyor kendinizi olayların içinde hissediyorsunuz. Oturup üzerinde düşünmem gerekti çünkü itiraf etmeliyim ki hiçbir kitapta bu kadar zorlanmamıştım ve hiçbir kitapla kendi içimde savaş halinde olmamıştım. Peki kitabı sevdim mi? Tabii ki sevdim.