Toplam yorum: 3.086.814
Bu ayki yorum: 6.501

E-Dergi

nenaa Tarafından Yapılan Yorumlar

13.04.2007

Elif Şafak'a ve kitaplarına ciddi ciddi sardım diyebilirim. Şu ana kadar "Baba ve Piç" ve "Med-Cezir"'i okumuş ve uslubunu, dilini ve seçtiği konuları oldukça enteresan bulmuştum.



Kitap yazar tarafından esasen İngilizce kaleme alınmış. Orjinal ismi: "The Saint of Incipient Insanities". Türkçe isim olarak da "arada kalmışlık, eşiktelik, doğruyla yanlış arasında kararsız kalma" gibi anlamlara gelen bir terim seçilmiş.



Farklı din, dil ve kültürel çevrelerden gelen gençlerin Boston'da birarada geçirdikleri 2 yıllık bir dönem anlatılıyor. Baş kahramanlar Türkiye'den Ömer Sipahioğlu, Meksika'lı Alegre ve Piyu, Fas'lı Abed, Amerikalı Gail ve Debra. Tüm kitap bu 5-6 kişi arasında dönmekte.



En merkezdeki konular; kimlik, kimlik arayışları, çekilen kimlik sancıları ve kahramanların kendi aralarındaki dayanışma çabaları.



Kitap boyunca hep birarada olma ancak hep bir 'eşikte', 'iki arada bir derede olma' hali var. Bu durumun en belirgin hali ise Ömer Sipahioğlu'nda gerçekleşmektedir. Türkiye'den getirdiği tüm kimlik birikimini bir kenara bırakacak; doktora derslerine değil de kız arkadaşları üzerine uzmanlaşacak, kahve, içki ve sigaradan dolayı midesini mahvedecektir. Hiç beklenmeyen bir şekilde deli dolu Amerikalı bir kıza aşık olacak ancak bu, sonuçta bir 'mahvoluş' a dönecektir.



Fas'lı Abed ise, Fas'tan getirdiği yoğun İslami ağırlılıkla derin bir 'yabancılaşma' ve 'duygular karmaşı' içersine girmiştir. Ömer'in tersine dini hassasiyetleri ile Amerikan değerleri ve davranış şekilleri arasında bir denge bulmaya çalışmaktadır.



Benzer karmaşa, yalnızca göçmenlerde değil; Gail ve Debra gibi yerli Amerikalılar'da da bulunmaktadır. Sürekli bozuk bir ruh hali, sürekli bir arayış içersindedirler. Bu arada Doğu-Batı, Oryantalizm, Din-bilim çatışması gibi geleneksel tartışmaların gerek simgeler gerekse de günlük pratikler halinde tezahür ettiğini görüyoruz. Örneğin; Amerikalı kahramanlardan bir tanesinin iki kedisinden birisinin ismi 'West' diğeri ise 'The Rest'tir. Yani 'Batı' ve 'Diğerleri'.



Roman detaylı sosyal gözlemlerin yanında psikolojik açılımlar açısından da oldukça zengin. Sosyal çalkantıların, kişisel tezahürlerini kitabın her yerinde görmek mümkün.



Romanın dilinin ağır olduğunu, Osmanlıca kelimelerin çok olduğunu söyleyenler de var. Ancak, bana göre roman dili zaten az veya çok ağırdır. Dili anlamakta zorlananlar biraz da sözlük kullansınlar, ne var üç-beş kelime daha öğrenmekte. Dileyenler 40'lı Köy Romancılığı'na devam edebilirler.



Kitap, ismine yakışır bir sürprizle bitiyor: Ömer'in Amerikalı karısı Gail, Boğaz Köprüsü'nde ilerlerken aniden taksiden iniyor ve kendisini Avrupa'nın ve Asya'nın tam orta yerinde, yani 'Araf'ta' veya 'ne Doğu'da ne de Batı'da' veya 'Ne Cennet'e ne de Cehennem'e ait olan bir yerde' kendisini boşluğa bırakıyor.



Sonuç olarak, yazarın bu romanını da daha önce okuduklarım gibi başarılı ve insanı düşünmeye ve tartışmaya yönlendirici, mizahi yönü de olan, sürprizlerle desteklenen, akıcı bir roman olarak görüyorum.
11.04.2007

İkici yeni akımın öncüsü olan sezai karakoç bu kitaptaki şirlerinde de kapalı bir uslüp kullanmıştır.Sürealizm akımın dan etkilenmiş.Şiirlerinde bilinç altı ve hayale dayandırmıştır.En Önemli şiiri olan mona rosa ünervesite aşkına yazıldığı söylenmektedir.Ama kendisi kabul etmemektedir.Leyla ile Mecnun un ikinci şairi olarak bilinir.
Kısacası Sürrealizm akımını en iyi şekilde tanıtan kitap olduğunu düşünüyorum.
Herkese tavsiye ederim
11.04.2007

Öcelikle yazar, Aydoğan Vatandaş'ı tebrik etmek istiyorum böyle bir esere imzasını attığı için. Kitap, yıllarca gizli kalmış, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları su yüzüne çıkarıyor. Müttefik bildiğimiz ülkeler, dostlarımız dediğimiz milletler, meğer arkamızdan kuyumuzu kazıyorlarmış dedirttiriyor insana. Böyle bir eser yazmak biraz yürek ister, buradan Aydoğan Vatandaş'ın cesur biri olduğu kanısanı da çıkarabiliriz. Ülkemiz üzerinde oynanan çeşitli oyunları, vatanımızı bölmek isteyen grupları, gizili kalmış cinayetleri, kaza denilen savaş gemisi vurmalarını, uçak düşmelerini, herşeyi, kısacası yakın tarihimize ışık tutuyor bu kitap. En çok ilgi çekici yanı ise, Kuzey Irak'taki PKK' lıları eğiten ilaç, gıda maddesi, adı altında silah taşıyan, onları Türkiye'ye karşı örgütleyen, yıllarca dost olarak bildiğimiz, müttefik dediğimiz ülkeler tarafından yapılıyor olması. Herkesin okuması gerken bir kitap. Aydoğan Vatandaş'a başarılarının devamını diliyorum.
11.04.2007

Ünlü diktatör Hitlerin hayatı hakkında geniş bilgi sahibi olmak istiyorsanız bence bu kitap okunmalı. Kitabı okuyarak o dönem dünyasını, bir diktatörün düşüncelerini, Hitlerin felsefesini öğrenebilirsiniz ama kitap uzun olduğundan dolayı biraz sabır istiyor. Ama meraklısı iseniz zevk alacaksınız.
11.04.2007

Mahir Kaynak, bu kitapta bildiğiniz tüm uluslararası güç dengeleri analizlerini reddedip yeni bir pencere açıyor. ABD öncülüğünde AB, Çin, Hindistan, Japonya, Rusya, İran gibi güçlerin çok kutuplu bir denge oluşturacağı gelecek tasavvurlarını reddedip ABD-Rusya şeklinde bir çift kutuplu dünya tasavvuru ve uluslararası ilişkiler paradigması öneriyor. Dünyada dengeler yeniden kuruluyor ve kartlar yeniden dağıtılıyor diyen Kaynak, yeniden kurulan dünyada AB’nin bir kutup oluşturamayacağını ve ABD-Rusya’nın paylaşım sahasında yer alacağını iddia ediyor. Türkiye’nin AB hedefiyle ilgili de ilginç önerileri ve analizleri var. Uyuşturucu ticareti ile ilgili makalesi de Ufuk Açıcı. Fakat en ilginci, kendine muhatap olarak türlü hayvanları alıp diyalog şeklinde yazdıkları. Okuyun, kaybınız olmaz, kazancınız size bağlı.