Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

ryelkn Tarafından Yapılan Yorumlar

25.10.2024

Yaşına göre dinç, kendini sevdirmeye çalışmayan, kitap tutkunu gizemli bir anlatıcının bu cümlesiyle başlıyor roman. Selçuk Altun ile tanışma kitabım oldu ilk önce ismi beni kendine çekmişti sevdiğim bir özelliğim değil kitabın ismini aldanmak ama bazen elimde olmuyor neyse kitabı okumaya başlayınca yazarın dilini çok beğendiğimi farkettim anlatıcı karakter yaşamından birkaç olayı anlatırken donanımı ve kültür bilgisi dikkat çekiyor tabi bu yazarın kendi özelliği bunu karakterine yansıtması güzel ama olay örgüsündeki bazı durumlar çok inandırıcı gelmedi ne yalan söyleyim.Genel anlamda beğendim yazardan okuduğum son kitap olmucak.Dili, akıcılığı bakımından kitap okumaya yeni başlacaklar için tavsiye edebileceğim bir kitap.
20.10.2024

On bölümden oluşan eser her bölümde Rousseau'nun yalnız gezileri sırasında zihninden geçen düşünceler, anılar, gözlemler ve duygularını barındırıyor. Özellikle insan doğası, toplum ve bireysellik üzerine düşünceleri yoğun bir şekilde yer alıyor kitapta.Toplum baskıları ve insanların ikiyüzlülüğünden duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, bireysel özgürlüğü ve içsel huzurun önemi dile getiriyor.Eser bu açıdan bir tür içsel yolculuk ve kendini keşfetme süreci olarak değerlendirilebilir.Bazı bölümlerde doğaya olan hayranlığını ve doğayla içsel bir uyum içinde yaşama arzusunu dile getiriyor.Doğanın saflığı ve güzelliği onun için bir kaçış ve huzur kaynağı olarak karşımıza çıkıyor.Kitap sadece bir düşünürün gezileri değil aynı zamanda derin bir duygusal yaşantıya sahip bir insanın içsel yolculuğunu da gözler önüne seriyor.Özellikle Rousseau'un sade ve samimi dili kitabın beğendiğim özelliği.Keyif alarak okuduğum bir kitap oldu.İlgisi olanlara tavsiyemdir.
20.10.2024

Yazardan okuduğum ilk kitap oldu.Kitap bir Çınar ağacının dilinden insanların modenleşme ve gelişme uğruna yaptıkları çevresel tahribatı, ağaçların tanıklığını, maruz kaldıkları ihanetleri, çaresizliği ve doğa ile insan arasındaki savaşı açık bir şekilde anlatıyor.Yenilik ve gelişim adına yapılan kesimler, kitapta bir eleştiri odağı olsada ele aldığı mesele sadece çevresel tahribatla sınırlı değil aynı zamanda toplumsal değerler ve etik üzerine de düşünceler sunuyor.Doğayı feda etmenin bedelini hatırlatıp doğayı korumanın aslında kendi geleceğimizi korumak olduğunu vurgulayarak bu konuda güçlü mesajlar vermeye çalışılmış kitapta.Bir okuyucu olarak Çınar ağacıyla çokça empati kurduğumu söyleyebilirim.Kırgınlıklarını, hüznünü, üzüntüsünü onunla birlikte yaşadım.Beklentimi tam olarak karşılamasa da keyif aldığım bir sonla bitti kitap
20.10.2024

Kitap daha çok bir kasabanın akıl hastanesinde bulunan eğitimli hasta olan Ivan Dmitriç ile doktor Andrey Yefimıç arasındaki felsefi çatışmaya odaklanır.Altıncı kağuş hastanenin bölümüdür.Stoacılık düşüncesini bu kitapla öğrendim diyebilirim.Ivan Dmitriç takip edilme korkusu olan bir hastadır.Doktor kasabanın sıkıcılığından ve konuşulacak insanın olmamasından yakınırken İvan ile tanışmıştır.İleri sayfalarda bu durumu “Benim hastalığım,yirmi yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemde.Ama o da bir deli!”der.Kitapta felsefi çatışmaları yanı sıra insan psikolojisinden de derin analizler bulunuyor.Kitabın sonralarına doğru doktorun deli olduğunu düşünülmesi ve yaşadığı o süreci sıkıntıyla okudum.Onun o çıkmaz ve kısırdögüsü içindeki durumu bende de aynı etkiyi yarattı diyebilirim.Her açıdan beğendiğim bir kitap oldu kesinlikle tavsiye ediyorum.
20.10.2024

Yesilcam filmi izler gibi hissettiren güzel bir edebiyat eseri tavsiye ederim.