E-Dergi

Lisede kısaltılmış baskısını okuduğumda işte en sevdiğim kitap sorusunun cevabı bu kitap demiştim, yıllar sonra tam baskısını okumanın vakti geldi dediğimde okumamın bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim. Tam anlamıyla bir başyapıt mı, evet! Fransız lağımına kadar Fransa tarihi hakkında birçok bilgiyi de içinde bulabilirsiniz. Ah Jean Valjean, yitip giden bir ömür.

Kitabın klasik olmasının sebebi; dünya bugün de aynı dünya. İnsanoğlunda hiç mi bir şey değişmez, değişmiyor. Aynı sınıfsallık, hala popülariteyi sevme, hala aşka tutunarak hayatına yön verme çabası (hayatta çok çok daha önemli şeyler vardır). Ancak bakınca Ruth da bu hikayede çok haksız değil, Martin ile Ruth ayrıldıktan sonra Martin bir şeyleri yoluna koyabildi. Peki ya hiç başaramasaydı, ömür boyu Ruth'un onu mu beklemesi gerekecekti bazı şeyler için, biraz da gerçekler. Okuma olarak hikaye akıyor, belki bazı yerlerde sıkılabilirsiniz. Okumadan ölmeyin diyebileceğimiz bir kitap da değil bence. Şahsen ben bu gibi yorumlardan dolayı okumuştum.

Okudum, bu yorumu taze taze yazıyorum. Yazıldığı dönem birçok insanı etkileyip intihara sürükleyerek ve bu sebeple de birçok Avrupa ülkesinde 50 yıl boyunca okunması yasaklanan bir eser. "Werther Etkisi"ni literatüre sokan bir eser. Bir de tabi yazarımızın hayatıyla paralellikler barındırıyor. Tanımlaması böyle olunca okumadan önce insanda büyük beklentiler yaratıyor haliyle. Kahramanımız umutsuz aşkını takıntıya dönüştürünce işin içinden çıkamayıp kendini feci sona götürüyor. Günümüz dünyasını bu kadar duygu içerisinde yaşamadığımızdan olsa gerek beni çok da içine çekemedi. Bu dönemde okuyanları o dönem kadar etkilememesi dileğiyle.

Okuması gayet akıcı, bir çırpıda bitirebileceğiniz bir kitap. Yoğun edebi anlatılar yok, ama edebiyat okuyoruz diye illa öyle bir anlatım olacak diye bir şey de yok, biraz Brezilya dizisi tadında biraz erkillikten dolayı da bizim havalarda bir roman.

Kitabın en güzel yanı, anlatılanların belgelere dayandırılarak aktarılması. Özellikle ikinci bölümünü bir solukta okumak istedim, insan gerçekten hayret ediyor ve yokluklar içindeyken başarılar elde edebilmenin zevkiyle mest oluyor