E-Dergi

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ; Ivanov, bir devlet dairesinde kalem memurluğu yapmaktadır ancak kendisini İspanya kralı Ferdinand zannetmesi ve genel müdürün kızına aşık olması
üzerine başından gecen olaylar işlenmiştir
PALTO Akaki Akakiyeviç sıradan suskun bir memurdur ancak diğer memurlar tarafından biraz dışlanmış diyebiliriz paltosu çok eskidir ve yeni bir palto edinmek zorundadır kendisini soğuktan korumak için. Ama maddi imkansızlıktan dolayı palto almak onun için hiç kolay değildir dar geliriyle kendisini bazı ihtiyaçlarını kısarak bir palto diktirir . ancak bir gece başka bir memurun yemek daveti sonunda evine giderken paltosu başkaları tarafından kendisinden çalınır ve soğuktan etkilenen ve hastalanan Akakiyeviç hayatı son bulur bundan sonra hayalet olarak paltosunu aradığı söylenir...
Burun ;En farklı ve gerçekle bağdaştırılamayacak bir hikaye ..
Baş karakterimiz binbaşı Kovalev'in bir sabah uyandığında burnunun yerinde olmadığını fark etmesiyle olaylar gerçekleşiyor

Olay 2. Dünya savaşı sırasında geçmektedir. Savaştan etkilenmemesi için ailesi tarafından uzaklara gönderilen bir çocuk ve bu çocuğun yıllarca çektiği acılar ..İşkenceler, açlık ,soğuktan donmamak için katlandığını durumlar ve farklı zamanlar da farklı kişilerin yanında geçirdiği yaşanmışlıkları konu alıyor. Küçük yaşta bir çok zorluğa katlanan çocuk aslında yazarımızın kendisidir ve bundan dolayı otobiyografi özelliği de taşımaktadır. Döneminde çok fazla eleştiri alıp dışlanmaya kadar gitmiştir yazarımız..
Yazarımız kitabını çok sonraları yazdığı için hiç yazmamış olmayı bile istemistir..
Yazarımızın dediği gibi " bütün bunların yaşanacağını bilseydim boyalı

Hüzünlü bir hikaye....
Yaşama tutunmaya çalışan hayatlar yine acılar yine umutlar ...
Hikayemiz fugui ve ailesini konu almaktadır .
Fugui gençlik yıllarında ailesine ait toprakları kumar masalarında tükettikten sonraki zorlukları bizim hayatlarımıza kendiniz yaşıyormuşsunuz gibi hissettirecek. Yalın bir anlatımla muazzam bir gerçeklikle karşılaşacaksınız. Belki de direnmenin güçlü durmanın yılmamanın ne olduğunu bu kitapta bir kez daha hissedeceksiniz...
Aslında anlatacak o kadar çok şey var ki ama okumanızı tavsiye etmek isterim o zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız

Aşkın büyüklüğü Nazım Hikmet'te sanarken asıl aşk Piraye'den geldi ruhuma .
Ne fedakarlıklar ne göz yummalar hepsi sevdiği adamın bir tatlı sözüne mutlu olmasına yaşama tutunmasına sebeb olmak için hayatını biraz daha çekilir hale getirmek icin. Çok güzel bir okuma oldu bana. Anlamak ve hissetmek için sindire sindire okudum. Kesinlikle tavsiye ediyorum #nazanarısoyun kalemiyle ilk tanışmam oldu devamı da gelecek benim için tavsiye ederim okumak isteyen herkese ..
Alıntı
✓ aynadan çok, sende kendimi görmeyi severdim ben. Senden bakınca çok güzel görünürdüm çünkü. İnsan aşıkken ne kadar güzel görünüyor!
✓seni , tıpkı tasvir ettiğin gibi, senin hudutlarının dışında sevdim ve seveceğim.
✓"seviyorum seni sevgilim. Herhangi bir ölçüm şekli olmadan seviyorum seni"

İki yaşlı çiftin evde geçen yaşamlarını konu alıyor bayan Erna ve bay Edwin.
Aslında her geçen zaman çok kıymetli olmalı ama bunu bazen düşünecek zamanımız bile olmuyor o kadar düşüyoruz ki farklı şeylere güzel olan çoğu şeyi kaçırıyoruz belki de. Sandalyeye mahkum bir adam ve yaşlı eşi Erna kendi düşüncelerinde anlatıyor bize evde geçen yaşamlarını ...zorluklar, hayatlar ve hayaller . Bir kez hapis oldun mu o yaşama artık çıkmaza gider hep .