E-Dergi

Bir gencin ilk aşk duygularının içinde adım adım filizlenerek kocaman bir ağaca dönüşmesini okuyoruz hep beraber. Ancak bazı acılar var ki oda sevdiğiniz insanın size can veren insanı sevmesi. Bu eserde de biricik kahramanımızın sevdiği kadına duyduğu derin kıymetli ve naif hisleri görürken; sevdiği kadının bir başkasına duyduğu aşk ile de kendini paramparça edişini okuyoruz. Kısa ancak anlamlı bir eser olduğunu söyleyebiliriz. Gerçek hayatın içinden fırlamış bu eser bize insanların her ne olursa olsun birbirlerine veya aşk uğruna kendilerine acımayacağını bir kez daha gösteriyor.
Okuması keyifli ve kolay olan bu eseri kitaplığınızda mutlaka bulundurmalısınız.

Bu kısa ancak gerçeklerin ve yaşamın en içinden gelen kitap, aile ilişkilerinin anlatıldığı, yaşlı profesör ve gencecik dünya güzeli eşinin etrafında hızlı ve kaotik olayların şekillenişinden 4 perdede bahsedilen bir tiyatro eseri. Size o tiyatro sahnesinde sizlerin de oynadığı hissini verecek kadar akıcı ve anlamlandırması kolay bir eser olduğunu söylemem mümkün. Yaşlılık ve gençlik arasındaki psikolojik farklılıkların, sevginin ve düşmanlığın, yaşatma ve öldürme arzusunun, merhametin ve acımasızlığın; tüm bu zıtlıkların çok net işlendiği ve aktarıldığı bir eserdi.

Bu eseri okumak bana çok tanıdık acı duyguları hatırlattı. Kitap ömrü boyunca tek bir adamı sevmiş olan biricik Estzer'imizin, sevdiği adam Lajos tarafından aldatılarak ablasıyla evlenmesi üzerine şekilleniyor. Ablası öldükten sonra ve evlenmelerinin üzerinden 20 yıl sonra sevdiği adamın dönüşü ile bastırdığı tüm duyguların ortaya çıkışı ve yıkılan düzeninden de parçalar buluyoruz. Bu dönüşün arkasında yine insanların ikiyüzlü,yalancı hatta dolandırıcı olarak bahsettiği Lajos'un kendisi ile getirdiği çıkar ilişkileri ve ayrılığın gerçekleri de karşımıza çıkartarak Estzer'i baştan sona kabullenişe sürüklüyor.
Her sayfasında bana apayrı bir şekilde ''yapma Eszter!!'' dedirtse dahi sevdiğimiz zaman ne kimsenin kusurlarını gördüğümüzü nede bize yapılan kötülükleri fark edemediğimiz gerçeğini de yüzümüze deli gibi vuruyor yazar.
Okurken keyif aldığım bir eserdi sadece bu eserin daha çok duygu tahlilleri ve uzun anlatımları ile daha iyi olur muydu emin değilim.

Son zamanlarda okuduğum en iyi eserlerden biriydi. Yaşamın aslında ne kadar kıymetli ama ne kadar boşa savrulabilecek kadar ucuz olduğunu, başlangıç ve bitiş arasındaki ince çizgiyi fark ettirdi bana. Kıtlık ve bolluk, savaş ve barış, aile ve yalnızlık gibi hayatında her şeyi tatmış bir adamın akıllanma öyküsünü bize derinden hissettiriyor.

Açıkçası okurken keyif aldığım bir eserdi diyebilirim. Toplumumuzun en derin yaralarından birinden bahseden sevgili yazar buna el atmak isteyenlerin çarelerinden bahsederken bana ne yapılırsa yapılsın insanın her şeyi içinde çözebileceğini bir kez daha gösterdi. Her doğru ve yanlışın da kime göre ne derecede olduğu vurgusunu da unutmamak lazım.