E-Dergi

Kitabı bu sitede görüp aldım ve hemen okumaya koyuldum.Hemen bitti.Müthiş sürükleyici bir eser olduğunu söylemeliyim. Bir Hun Beyinin güzel kızına aşık bir Yunanlı köle olan Zeta'nın ağzından Attila'yı ve Hun halkının yaşayışını , barış zamanında bu insanların anıldıkları gibi barbar olmayıp medeni olduklarını merakla okuyacağınızı tahmin ediyorum. Tarihi roman türüne meraklı olanlar tarihte hiç yenilmemiş tek komutanının ve halkının yaşamını bu eserde iyi bir şekilde bulabilirler.

Bilimsel çevrelerde saygınlığı ile tanınan Arthur Koestler bu eserinde çok ilginç bir iddia ile karşımıza çıkıp bunu ispatlıyor. Temel olarak iddiası günümüz Yahudilerinin büyük çoğunluğunun kökeninin TÜrk olduğu! Bu garip gelecek bulgu ile Hitler'in Yahudileri Sami ırktan geliyor diye kıymasının saçmalığına işaret ediyor. Ayrıca Hazar Türklerinin kökenlerini , niye Yahuda dinini seçtiklerini , bugünkü Yahudilerin miktar olarak en fazla bulundukları coğrafya olan Doğu Avrupa'ya nasıl ve neden göç ettiklerini merak ediyorsanız bu eser uygun olacaktır. Son olarak Yahudi diye bir ırktan sözedilemeyeceğinden ve Yahudilerin yaşadıkları ülke halklarına diğer Yahudilerden daha çok benzediklerinden sözederek eserini tamamlamış. Tarihle ilgilenenlere ilginç gelebilecek güzel bir çalışma diyebilirim.

Bir Şilili papaz tarafından 1900'lü yılların başında yazılan bu eser Masonlara karşı gösterilen tepkilerin genel bir göstergesi niteliğinde. Esere göre Fransız İhtilali'nin bile Masonlar düzenlemiş! Ayrıca İttihat ve Terakki'ye temel olan Jön Türkler'de masonmuş! Bir ara "acaba ben de mason muyum?" sorusunu soracağım geldi!Masonların ne büyük becerilere sahip olduğunu , ne gibi yanıltmacalarla insanları kandırdıklarını ve nasıl hedeflerine ulaştıklarını anlatan bir kitap. Açıkcası pek bilimsel niteliği olmayan kişisel yargılara dayalı ve duygusal biçimde yazılmış olan bu kitabı pek beğenmedim.

Eserin orjinal baskısının kapağında devleti temsil eden kocaman bir yaratığın (Leviathan) olduğunu görmüştüm. İlgimi çekmişti ve almıştım. Sonra Türkçe baskısını edindim. Bu eser günümüzde ki devletin kurgucu , düzenleyici ve yapıcı erkinin teorik dayanaklarından birini teşkil etmektedir. Siyaset felsefesi ile ilgilenenlerin bu kapsamlı eseri edinmelerini tavsiye ederim.

Türkiye'de "ben" kavramının ne kadar saptırılıp içinin boşaltıldığı bir gerçek. Sürekli "biz" üzerinde yoğunlaşmanın getirdiği sorunları ne yazık ki anlayamıyoruz. Bazı yazarlar "biz" kavramını en değerli "ben" kavramını ise en değersiz olarak nitelemektedirler. Eğer benim gibi bu ilginç duruma karşı bir insansanız , bir liberalseniz bu küçük çaplı eseri muhakkak edinmelisiniz. Öte yandan diğer siyasi görüşe sahip insanlarda liberalizmin temel kavramlarını merak ediyorlarsa bu eseri temin edebilirler.