E-Dergi

adından da anlaşılacağı gibi gerçekten de unutulmuş olan,daha doğrusu unutturulmuş olnalar yıllara farklı bir bakış açısı sunuyor niyazi berkes.
tabi anı şeklinde yapıyor bunu,ama kendisi de kabul ediyor ki kitap bazen bir anı olmaktan çıkıyor.
hiç aklımıza gelmeyecek kişilerin hiç aklımıza gelmeyecek yönlerini gösteriyor bize.
ama herkesi bir etiket altına alan, bir yerlere koyan berkes; kendisi içinse sanki hiç bir akıma dahil olmamış ya da hiç bir akıma dahil olmasa da hiç birine sempati dahi duymamış gibi göstermiş kendini biraz.bu yönü bana biraz inandırıcı gelmedi.
ama zaten böyle bir iddiası yok.sonuçta anı.ama gerçekten o dönem ile ilgili çok farklı ve ilginç bilgiler sunuyor bizlere.özellikle İnönü ile ilgili bölümü çok dikattimi çekti.
tavsiye ederim

İslam alemine çok büyük hizmetleri dokunmuş bir şahısdır bu kitabın yazarı.Özellikle Arabistan'da Vehhabi akımının bir numaralı düşmanı ve durdurucusudur.
Vehabilik onun sayesinde filizlenip gelşememiştir.Hatta öyle ki Vehhabi olan 100 kadar bürokratın karşısına çıkıp: "Dedem Muahmmed A.s. hakkında ileri geri konuşursanız dilinizi maksla keserim."deme cesareti göstermiştir.Arabistandaki vehhabi etkisini bilenler bu sözün ne kadar cesaret gerektirdiğini bilirler.
Peygamber efendimizin soyundan gelen biri olan zaat bu kitapta kısa ve öz bir şekilde,çok anlaşılır bir dille bize günlük hayatta yapabileceğimiz küçüğünden büyüğüne iyilikleri sıralamıştır.
İyilik sever insanlar için gerçekten çok iyi bir kaynak.

Sami Paşa Zade Sezai,içinde bulunduğu dönemin sosyal hayatındaki çarpıklıkları gerçekten çok iyi bir anlayışla ve analizle saptamıştır.
O dönemdeki bir çok yazarın yaptığı bir şeyir aslında güncel problemleri dillendirmek.Özellikle kölelik kurumunu.Ama Paşazade Sezai özellikle seçtiği konu ve onu işleyiş biçimiyle diğerlerinden ayrılıyor.
Dilberin hikayesi hepimizi merakta bırakıyor ve üzüyor.
Dönemin yaşantısını eleştirel bir dille çok güzel sunmuş bir eser.Herkese tavsiye edilir.

Ben duygusallıktan arınmış bir eleştiri yapmaya çalışacağım:
Başta şunu söylemeliyimki yazar İslam konusunda bir yanlış yapmış.O da şudur ki,taa Ortaasya dan gelen gelenek ve göreneklerimiz sanki İslam'dan gibi göstermiş.Türk insanının önceden beri yaptığı şeyleri sanki İslam emri sanmış ve Sümerler'le bağlantı kurmuş.Ama bu şeyler gerçekten vardır ve gerçekten Sümerlilerle alakalıdır.Ama bunların İslamla alakası yoktur.
2. yanlışı ise diğer dinleri direkt olarak Sümer etkisine tabii tutmuş.Ama bu da büyük bir yanılgı olabilir.Çünkü mesela bir olay yaşanmıştır.Bu olayı Sümerliler kendi inançlarına göre kağıda geçirmişlerdir ve yorumlamışlardır.Daha sonra Allah Kuran'da bu yaşanmış olayı(mesela tufanı) gerçek olarak,işin aslı olarak anlatmıştır.
Daha sonra Sümer yazıtlarına bakıp:"işte bu dinler sümerden etkilenmiştir" demek yanlış olur.Sadece ortada iki ayrı tarafın ortadaki yaşanmış bir olayı yorumlama farkıdır.
Bence yazar kalıntıların da etkisiyle ve araştırmalarının heyecanı ile dinleri sümerlere dayandırma heyecanı içersindedir.Ama maalesef bunu bence yeterince açık ve tam kanıtlı olarak yapamamıştır.Açık kanıtlar yoktur.Sadece yaşanmış bazı olaylarda tarafların yorum farkı vardır.Bu da önce yazılandan etkilenildiğini göstermez...

gerçektende bu coğrafyada yaşayan,yıllardır bu topraklara bir çok şey katan fakat şu anda büyük bir bozgunun eşiğinde olan insanların bu tür bir eseri okumaya ihtiyacı var.
nihat genç bu kitapta "yaratılanı severim;yaratandan ötürü" düturunu çok güzel bir dille anlatmış.yüzyıllar öncesinde Yunus Emrelerin,Nasreddin Hocaların,Hacı Bektaşi Velilerin,Hacı Bayramı Velilerin,Mevlanaların anlattıklarını tekrar bizlere sunmaya çaılşmış ve gerçekten de bunu çok iyi bir üslupla yapmış.
konuyu her zamanki samimi ve içten duygularıyla bizlere aktarmış.
bu coğrafyada yaşayan herkesin okuması gerektiğine inandığım bir kitap.