E-Dergi

Yazmak, çocukların hem el becerilerini geliştirmesi hem de özgüvenini artırması için önemli bir etkinliktir. Bu kitap, çocuklara Kur'an harflerini eğlenceli bir şekilde öğreterek Arap alfabesini yazmayı kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Böylece çocuklar, hem dini bilgilerini güçlendirecek hem de okuma yazma becerilerini geliştireceklerdir.

Adım adım ilerleyen bu kitap sayesinde çocuklar, kısa sürede Arap alfabesini yazmayı öğrenecekler. Hem eğlenceli alıştırmalar hem de görsel materyallerle desteklenen kitap, çocukların öğrenme sürecini daha keyifli hale getirecektir. Bu sayede çocuklar, hem Arapça öğrenmenin keyfini çıkaracak hem de gelecekteki öğrenme süreçleri için sağlam bir temel oluşturacaklardır.

Çocukların Kur'an-ı Kerim'i daha kolay öğrenmesini sağlamak için yeni bir eğitim programı geliştirilmiştir. Bu programda, harflerin sesleri temel alınarak başlanır ve böylece çocuklar Arap alfabesini daha çabuk kavrarlar.

Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar için tasarlanan bu program, okuma yazma becerilerinin gelişimine önemli katkı sağlar. Amacı, çocukların Kur'an-ı Kerim'i doğru ve akıcı bir şekilde okuyabilmelerini sağlamaktır.

Eser bu anlayışla oluşturulmuş olup, küçük yaştaki çocuklara Kur'an eğitimi vermede faydalı olacaktır.

Osmanlı Devleti, altı yüzyıl boyunca sadece Müslümanları değil, aynı zamanda topraklarında yaşayan Yahudi, Hristiyan gibi tüm farklı dinlere mensup insanları da kapsayan geniş bir imparatorluk kurmuştur. Avrupa'daki dinî baskılardan kaçanlar Osmanlı'ya sığınmıştır. Özellikle Endülüs'ten sürülen Yahudiler, Osmanlı'da yeni bir yuva bulmuşlardır. Osmanlı'da Ortodoks, Katolik ve diğer dinlere mensup insanlar, kendi inançlarını özgürce yaşayabilmişlerdir.

Osmanlı Devleti, sadece farklı dinlere değil, aynı zamanda Türk, Kürt gibi farklı etnik kökenlere ve Sünni, Alevi gibi farklı mezheplere mensup insanları da bir arada yaşatan bir yönetim modeli geliştirmiştir. Bugün ülkemizde yaşanan bazı sorunlara çözüm olabilecek birçok uygulamayı geçmişte hayata geçirmiştir.

Akgündüz, eserinde, belgelere dayalı bir şekilde, yüksek ahlakî özelliklerin köklerimizde bulunduğunu ve Batı'dan çok daha önce bunlara sahip olduğumuzu anlatıyor.

İnsanların çoğunluğu hastalıkların nedenini, yanlış bir yorumla kader veya genetik faktörlere bağlarken, bilimsel araştırmalar hastalıkların büyük bir kısmının beslenme alışkanlıklarımızdan kaynaklandığını göstermektedir. Tıpkı farklı motorların farklı yakıtlara ihtiyaç duyması gibi, insanlar da farklı mizaçlara ve vücut yapılarına sahip olduğu için farklı besinlere ihtiyaç duyar. Ancak kişilerin mizaçlarına uygun beslenmemeleri, çeşitli hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.

Bu yeni bilgiler ışığında, günümüzde kan gruplarına göre beslenme gibi kişiye özel beslenme programları önerilmektedir. Geleneksel tıp da her insanın kendine özgü sindirim sistemi olduğunu belirterek, kişiye özel beslenme programlarının önemini vurgulamaktadır. Sağlıklı bir yaşam için kendi vücudunuzu tanımak ve ona uygun beslenmek oldukça önemlidir. Bu sayede hem kilo problemlerinden kurtulabilir hem de birçok hastalığın önüne geçebilirsiniz.

Serebral palsi, ergoterapi ve fizyoterapi uzmanlarının en sık karşılaştığı ve üzerinde yoğunlaştığı bir sağlık durumudur. Bu durumdaki bireylerin günlük yaşam becerilerini geliştirmesi ve topluma katılımını artırması için ergoterapi ve fizyoterapi hizmetleri son derece önemlidir.

Serebral palsi rehabilitasyonu, farklı disiplinlerden uzmanların birlikte çalıştığı bir ekip yaklaşımı gerektirir. Özellikle ergoterapistler ve fizyoterapistler, bu süreçte birebir işbirliği yaparak, bireylerin bağımsızlığını desteklerler.

Bu kitap, çocuk ve yetişkin serebral palsi hastalarına yönelik ergoterapi ve fizyoterapi uygulamalarını, gerçek hayattan örneklerle açıklamaktadır. Farklı yaş ve sorunlara sahip bireylerin durumlarına özel olarak hazırlanan bu kitap, aktivite performans süreç modeline dayalı değerlendirme ve tedavi yaklaşımlarını detaylı bir şekilde sunmaktadır.