Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

ikircikliokurcuk Tarafından Yapılan Yorumlar

30.07.2010

Çok, çok etkileyici...Dili keyifli.. Hikayesi acıtıcı...

"Sanki gizemli bir güç, varlıklarından sevgi, kardeşlik, güzellik adına ne varsa çekip almış, onları vahşi hayvanlar gibi yeniden sokaklara, evlere, yollara,okullara,işyerlerine salıvermişti.Bu yağmalanmış benliklerde insan sıfatına yakışır pek az şey kalmıştı... Varsa yoksa yemek, içmek, uyumak, çiftleşmek. Bunlar için insan olmaya ihtiyaç yoktu zaten..."

Ne şahane ve ne acı bir tespit! Acılığı, doğruluğundan...
28.02.2010

Gerçekten büyük bir beğeniyle okudum kitabı. Tuhaf bir etki bırakıyor insanın üzerinde... Yazarın çekici üslubuna ilaveten çevirmen Hakan Tansel'in titiz çevirisi de size büyük keyif veriyor.

Kitabı bitirdikten sonra birkaç gün zihnimde dönüp durdu öykü ve karakterler. Öylesine somuttu ki her biri...
12.12.2009

Elizabeth'in "Leydi" olduğu dönemleri, annesinin ölümünden başlayarak Kraliçe olana dek yaşadıklarını ince detaylarla anlatan bir kitap. İngiliz tarihine, bilhhassa da Tudor Hanedanı'na ilgi duyanların keyifle okuyabileceği türden bir kitap. Bakire Krlaiçe'nin bakireliğine dair birtakım sorular da ortaya atıyor Alison Weir. Kitabın sonsözünde bu kısımların tarihsel olarak kanıtlanmadığını, kitabın kurgu kısmı olduğunu ifade etmeyi de ihmal etmiyor.

Weir gerçekten bir tarihçi titizliğiyle araştırmasını yapmış. Dili de hiç fena değil. Ancak kurgu konusunda bir parça eksiklik olduğunu düşünüyorum.
05.11.2009

Son derece esprili bir dili, oldukça trajik bir öyküsü, muhteşem bir çevirisi var.

Çok hızlı okunmuyor ama okunurken keyif veriyor.

Tavsiye edilir.
05.11.2009

Kayıp Gül bence Türk edebiyatının ticari kaygı karşısındaki kaybıdır. Bana anlattığı yegane şey budur.Ticari kaygıyla harmanlanmış yazarlık, esasen biraz yemek yapmak gibi. Tarife göre yemek yapmak... Kayıp Gül de tutacağı garanti bir tarifi almış ve bir yemek yapmaya çalışmış. Ama olmamış, tam anlamıyla çiğ kalmış. "Abi ordan bi mistisizme meraklı anne ekle, bi böyle yarı bilge bi dilenci/falcı, bi tane de öyle aslında elinin altında her türlü imkan var eğitimli zengin filan ama her şeyi bırakıp kendini tutkularına vermiş bir herif koy. Ne bileyim müzikle ya da resimle ilgilenebilir. Uydur işte bi sanat. Bi de bunları bir şeyler arayan bi başkarakterle birleştir. Reklamı da daya. Dönersin hocam köşeyi" denmiş sanki yazara. Arka kapakta Martı, Küçük Prens ve Simyacı'nın adları geçiyor. Martı'ya dair tek imge, ressamın her resminde mutlaka bulunan martı. Küçük Prens'ten bir iki cümlelik bir alıntı. Simyacı'yla alakası da konusunun çalınmış olması (ki zaten Simyacı'nın konusu da Mevlana'nın bir kıssasından (ç)alıntı).

Velhasılıkelam, yazarımız bu tarifi almış, elinden geldiğince uygulamaya çalışmış. Ama malzemeleri öylesine düzensiz bir şekilde yerleştirmiş ve belki de acemilik heyecanıyla yemeği ocaktan öylesine erken almış ki, her şey çiğ. Karakterler işlenmemiş. Dolayısıyla midesine oturuyor insanın.

Ayrıca Türkçe'ye özen gösterelim artık. Lütfen. Bilhassa da reklama yüklenecek, bu kitabı birçok kişiye aldıracaksanız, "Eğer öyleyse, o halde seni neden özlüyorum," gibi cümleler kurmayın. Yapmayın bunu.