E-Dergi

"Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned" derken başlıyor hikayesi neyin. Ve çok yakın zamana kadar kaliteli insanlarla sesini duyurmaya devam ediyor. Şimdi de gerçekten ustalar var ancak belki de onu yüreğinin sesi yapabilen çok az. Ve malesef bazı çalışmalar reklam kokuyor. Tanıkların, bildiklerin anlattıklarından okuduğumuz o samimi musiki meclisleri toplansa yine, usta çırak buluşsa, usta üflemeyi öğretirken yüreğinin yangınını da akıtsa çırağına, yanmayı yaşatsa ona... Ah ki Ah... Diz dize, göz göze yansak, olsak da ersek visale..

Yusuf ile Züleyha yı hiç bu kdar güzel okumamıştım. Belki de Ahsenü'l Kasas olmasından sebep kim bilir.. Akıp gdiyor kelimeler gözlerinizin önünden ve yüreğinizden..

Yusuf ile Züleyha dan sonra yazarın diğer kitaplarını da okumak istemiş ve almıştım. Üslubu oldukça edebi, ancak yer yer bu kadar uzamasa iyi idi diyorsunuz. Ne yapalım yazarın yüreğinden kelimeler böyle akıyorsa böyle okuruz artık. Hayata çok başka gözlerle bakıyor sanki...

Yıllardır yasak meyveye incir dedik, elma dedik, dünyada olmayan şu meyve bu meyve dedik. YASAK MEYVENİN ASLINDA HEP BİZİM İÇİMİZDE olan hatta kontrolsüzlük fırsatını yakalandığında hayatımızın akışını değiştirebilme kabiliyetine sahip bir duygu olduğunu farkedemedik. Okuyun ve görün insanın nasıl ince çizgilerden geçtiğini.

Müzikle ilgili bir araştırmada kullanmıştım. çok akademik bir çalışma değil ancak bu yoklukta gayet iyi. Bu konuda daha derin çalışmalar bekliyoruz.
Kimileri inanmıyor ama müziğin tedavi edici bir özelliği var. Kanıtı da şu biraz rahatlamak dinginleşmek istediğinizde yavaş sözsüz müzikleri tercih ederken, neşelenmek istediğinizde de hareketli coşkun müzikleri tercih edersiniz. Bazı insanlar da ne zaman neyi istediklerini ve ne yapacaklarını bilemiyor, iradelerini kullanamıyor. İşin uzmanı olan insanlar(psikiyatristler) da onun neye ihtiyacı olduğuna karar veriyor ve müziği de bunu yardımcı olarak kullanıyor. Oldukça basit bir açıklaması bu, eminim daha karmaşık ve profesyonellik içeren bir ilimdir. Osmanlı da bu yöntemi (Edirne deki Bayezid Şifahanesinde örneği görüleceği gibi) yıllarca kullanmıştır. Okunmalı ve araştırılmalı...