E-Dergi

Benzer kişisel gelişim kitapları okumuş biri olarak, kitapta verilen örnekleri ülkemiz koşullarına uyarlamanın zor olduğunu söylemeliyim. Zaman zaman pratik olarak uygulanabilecek ipuçlarının verilmesi dışında kitabı oldukça sıradan buldum.Eğer daha önce bu tarz bir kitap okumamışsanız kesinlikle ilginizi çekecektir.Ancak ilgili konularda az çok bilgi sahibiyseniz bu kitap size yeterli gelmeyecektir..

Derin düşünmeyi,yaşamı gerçekçi ve umut dolu bir zihniyetle sorgulamayı, idealistliğin boyutlarını tarihsel bir yaklaşımla anlatan oldukça farklı bir kitap..Mustafa Kemal Atatürk zamanında ilk defa dilimize çevrilerek, bu büyük insanın Askeri okullarda okutulmasını bizzat emrettiği bir eser olması belki de bu kitabı çok daha cazip hale getiriyor.Okuduğunuz satırlarda bir zamanlar Ulu Önder’in gözlerinin de gezinmiş olduğunu bilmek bir başka lezzet katıyor okuma zevkinize..Zaman zaman ağır bir dil kullanıldığını fark ediyorsunuz.Bu ağırlık kelimelerin arasına gizlenmiş bilgi yoğunluğundan kaynaklanıyor.Bu detayı fark ettiğinizde kitapta akıcılığı yakalayabiliyorsunuz.Tarihi seven kitap dostlarına kesinlikle tavsiye ediyorum.

Paulo Coelho’nun bu kitabında konunun, diğer kitaplarına nazaran mistik bakış açısı yönünden daha yüzeysel olarak ele alındığı söylenebilir.Veronica’nın intihar sonrası ölüme adım adım yaklaştığı gerçeği, kitaptaki kahramanların ilgili zaman dilimine katkıda bulunmalarıyla renkli bir uslüpla anlatılmış. Akıcılık, öleceğini bilen bir insanın yaşamın anlamını ve önemini yeniden keşfetme sürecinin sade bir dille anlatımı bu kitabın başlıca özelliklerinden..Ancak kitabın çok farklı bir sonla okuyucunun karşısına çıktığı düşünülürse Dr.Igor’un bir hastasını kendi tıbbi deneyimlerini geliştirmek için kullanmasını hiç de etik bulmadığımı söylemeliyim..Hele de hastanın bu nedenle türlü zorluklar yaşadığı düşünülürse..Konu itibariyle böyle düşünmek mümkün..Ancak yine de okunması gereken, hayatın anlamını bir kez daha gözden geçirmek için kılavuz niteliğinde, son derece özel bir kitap olduğu söylenebilir..

Tek kelimeyle harika bir kitap...Yüce Atamız'ı tanımayan ve kendisini tanımak için de hiç bir gayret göstermeyenlerin yalnızca "içki sofrası" olarak nitelendirdiği o çok özel ilim meclislerini tanıma fırsatı buluyor okuyucu bu kitapta.. Atatürk'ün kişiliğini, olaylara verdiği tepkileri,yaşama bakış açısını, sosyal ilişkilerinde gösterdiği zerafeti bu büyük insanı tanıma şansını yakalamış kişilerin yaşadıkları anılar aracılığıyla öğrenme imkanı buluyorsunuz.Son derece akıcı ve hoş bir anlatıma sahip bir kitap okumak ve Atatürk'ü daha yakından tanımak istiyorsanız bu kitap tam size göre..Sayın Oğuz Akay'ın eline, yüreğine sağlık...

min Çölaşan gibi Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine gönülden bağlı olan ve bu bağlılığını şartlar ne olursa olsun, her fırsatta hiç çekinmeden dile getiren usta bir gazeteciden ancak böyle bir kitap beklenebilirdi zaten..Yazar, Hürriyet Gazetesinden kovulma öyküsünü anlatırken, satırların arasına son dönemde ülke olarak içinde bulunulan durumu,ülke yönetiminde söz sahibi olan kişilerin yönetim tarzlarının başta medya olmak üzere pek çok sektöre neden ve nasıl zarar verdiğini kanıtlarıyla serpiştiriveriyor adeta..Toplum olarak içinde bulunduğumuz karanlığın, böyle aydınlarımız var oldukça geç de olsa aydınlanacağı umuduyla..Elinize, yüreğinize sağlık Sayın Emin Çölaşan..Allah sizin gibileri başımızdan eksik etmesin..