E-Dergi

İmam Gazali’nin ilk okuduğum eseri diyebilirim. Daha önce okumadım çünkü bu tarz kitapların akıcılığı biraz insanın gözünü korkutuyor. Ama tam aksine her açıdan mükemmel diyebileceğim bir eserle karşılaştım. Kitap uzun süre sosyal platformlarda reklamı yapılan kitaplar arasındaydı. etkisi altında kalıp almış olma ihtimalim fazla olsa iyi ki okumuşum dediğim kitaplar arasında yerini aldı.

Ahmet Ümit’ in edebi diline hayran olduğum için kitaplarını alırken tereddüt etmiyorum. Kitap polisiye roman tarzında yazılmış olup kurgusu biraz basit olsada yazarın edebi dili bu basitliği kapatıp okuyucuyu kendisine kilitleyebiliyor.Bir çırpıda okunup bitirilen polisiye romanların aksine okurun dimağında güzel etkiler bırakıyor.

çocuklar için güzel bilgiler içeren faydalı bir takvim olmuş. hatta çocuğunuzun size okumasını istediğimiz zaman daha anlamlı ve kalıcı olabiliyor bilgiler.

“Tıpkı yediğin neyse sen osun dedikleri gibi, dikkatinizi neye harcarsanız siz de o olursunuz. Dikkat hem sınırlıdır hem de iyi bir yaşam için en kıymetli bileşendir. Bu yüzden ilgilendiğiniz her şeyin dikkatinize değer olduğundan emin olun. Dikkat aralığınızın durumu, hayatınızın durumunu belirler. Eğer dolup taşmışsa siz de kendinizi bunalmış hissedersiniz. Eğer temizse siz de ferah hissedersiniz. Dikkat aralığınızı ne kadar düzenli tutarsanız o denli berrak düşünebilirsiniz." der yazar Kusursuz Dikkat isimli kitabında. Yazarın yaklaşımları ve çevirmeninde kusursuz çevirisi ile güzel bir eser okuma şansını yaşıyor insan. Alışılagelmiş kişisel gelişim kitaplarının aksine okuyucuyu gereksiz bilgi tekrarından ve anlaşılması zor kelimelerden muaf tutarak kaleme alınması çok güzel olmuş. Kusursuz dikkatin günümüz dünyasında ne kadar gerekli olduğunun farkına varıp bunu nasıl kullanabileceğini öğrenmek isteyen üretken insanların okumasının faydalı olacağı eşsiz bir eser.

Yaşam kitabında katıksız bir şimdi yok. Önceki sayfada yazılı sözcükleri her daim görebiliyorsun, mürekkepli gölgeleriyle karşındaki şeyi karartıyorlar. En azından bulanıklaştırıyorlar.
.

Her şey kötü gittiğinde, değişimin gerçekleşebilmesi için dibe vurmamız gerekir. Çıkış yolunu bulabilmek için bazen kendimizi tuzağa düşmüş gibi hissetmemiz gerekir. Kendimizle güpegündüz, ferah bir ortamda yüzleşemeyiz. Çalan şarkıyı dinleyerek radyonun ne olduğunu anlayamayız. Nasıl yapıldığını görebilmek için bazen de radyoyu kırmak gerek.

.

Şu an imkânsız görünen şey bir gün mümkün olacak. Fakat kötü zamanları iyi zamanlardan ayırma sakın. Işığı karanlık sayesinde görebiliriz. Bize bu tezatlık lazım. Gündüz vakti yıldızları göremeyiz, değil mi?

yazar diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da mükemmel bir hikaye çıkarmış ortaya. gerçekten güzeldi. elinizden düşüremeyeceğiniz, akıcı diliyle bir çırpıda okuyabileceğiniz harika bir eser..