Toplam yorum: 3.088.192
Bu ayki yorum: 7.881

E-Dergi

Mücahit Kırcalı Tarafından Yapılan Yorumlar

23.12.2020

Hakikatin varlığına iman etmiş üstadları okuduktan sonra hakikatin varlığının şüpheciliğini barındıran sadece edebi yönü ağır basan bir eser. Hakkını yemeyelim arada bir kaç güzel düşünce de vardı ama o kadar belirsizliğin içinde doğru bir kaç kelam etmek de şaşırtmıyor.
23.12.2020

Hayatı boyunca sorgulamalarını, düşüncelerini ve değişimini anlatmış. Geçmişine ilişkin büyük eleştirileri var. Dünyada sanat, edebiyat vs. gelişti ve modernleşme hız kazandı sayılan dönemlerde aslında yazan, çizen, düşünen tüm popüler kesimin sadece bunu yapabildiklerini ve aslında içinin boş olduğunu, yapabildikleri tek işin de değerli olduğunu insanlara inandırmayı becerebildiğini itiraf ediyor. Yaptıkları işin değerli olduğu kabul edilmesiyle şan şöhret kazandıkları gerçeği. Akıllara Sabahattin Ali'nin Sırça Köşkünü getiriyor.
23.12.2020

Acaba geçmişin hisleri bugün de aynı derecede mi? İnsanlar değişiyor duygular değişiyor ve geçmişin hatırına bu gün zorlamak ne kadar doğru demiş Stefan Zweig.
23.12.2020

2075 yılını anlatmış Ayşe Şasa. Bilim Kurgu diye geçiyor ama hiç öyle hissetmeyeceksiniz okurken. Mozart'tan Türk Marşı dinlerken evimize satıcı Sombart giriyor, Marx sokağına Pavlov'un köpeğiyle karşılaşıyoruz, Marie Antoinette'nin ikram ettiği pastadan yiyoruz, Yetimhane müdürlüğünü Grotyüs üstleniyor. Lena her gün ay'a gidiyor ama mutlu değil. Bize bugün evrensel değer olarak sunulan bu imgelerle bezenmiş eser ama edebi kaygı güdülmeden yazılmış. Bilimin bize sunduğu gibi maymundan insan olduysak yarın da şebek olacağız peki bunu kabullenebilir misiniz? diyor Ayşe Şasa. İnsandan gelmiş olamanın müjdesi...
23.12.2020

Farklı ama birbiriyle bağlantılı konulardan kısa kısa bahsedilmiş. Kısadan kasıt her başlık bir iki sayfa ama bir bölümü okuduktan sonra kitabı kapatıp düşünmeden devam edemiyor insan. Şair kaleminden çıktığı için söyledikleri etkileyici ancak söylenenleri bir düzen içinde algılamak zor. Zaten İsmet Özel'in yazarken böyle bir amacı olmadığı, aslında yazarak düşündüğü, tefekkür ettiği, sorguladığı söylenebilir.