Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
rüzgar89 Tarafından Yapılan Yorumlar
"yusufçuk yusuf" bana kendini okuttu.konusu itibarıyla entrika sıkıntısı yoktu ve sürükledi.adına bakarak yusuf karakterinin üstüne düşmesini beklemiştim ama yanıldım.eserine bu ismi verirken yazarımız ne düşündü bilemiyorum ama hikaye içinde geçen "yusufçuk yusuf çulu mulu buldun mu?"diyen küçük kızı hatırlarsanız inanılmaz bir arayış içindeydi.bununla birlikte romandaki tüm karakterler de bir şeyin araşındaydılar.bir kurtuluş,bir çare..."yusufçuk yusuf"bir yardım çağrısıydı belki,açık bir kapı,beliren tek ışıktı.
akçasazın ağaları serisiyle yaşar kemal bana pek çok şey kazandırdı.derebeyliğe,soyluluğa dair düşünce edinmemi sağladı.gizliden özgürlük aşıladı.bağımsızlığı anlattı.
söyleyeceğim son şey candan teşekkürlerimdir.
sevgilerimle...
yaşar kemal müthiş bir gözlemci.bu eseri okuyup da buna mualefet olacak biri çıksın,hiç sanmam.hayatımda çukurova'ya yolum düşmedi,ama yazar bizi o topraklara öyle bir sürdü ki burnumuzun ucunu çıkaramadık.bize insanı anlattı.acımasızlığını,bazen şefkatini,masumiyetini,öfkesini,çokca sinsiliğini,kurnazlığını,çevirdi kimi zaman çaresizliğini anlattı.biz hep hissettik.kitap elimizden aktı gitti,içine girdik bilir bilmez.düşündük,hak verdik,sonra karşı çıktık.sizi bilmem ama ben bu kitapta yaşadım.
yaşadım...
içinde hiç bir şey beklediğim gibi gelişmeyen tek kitap.yusuf atılgan bu eseri oluştururken nasıl yaşadı ne yedi ne içti gerçekten merak ediyorum.bende aylaklık eleştirebileceğim bir pozisyonken felsefeye dönüştü.C. arayan bir adam.o herkes hakkında istediği fikri yürütebilir,onlara farklı anlamlar yükleyebilir,herkesi herkese benzetebilir.C.'nin bir yanı tanıdık,bizden bir yanı yabancı,soğuk.bu adam ilk kez gördüğü birinin peşine takılıp saatlerce yürüyebilir,tam ulaşacakken basıp gidebilir.adeta yeryüzüne diğerlerini denemek için gönderilmiştir.onlara isim,meslek yakıştırır.normal olmak ona göre değildir.hayatında tanıdık tınıları duyduğunda değiştirme telaşına düşer,ne uğrune olursa olsun değişmelidir.
eser iki çocuğun bakış açısıyla başlangıcını yapıyor.ailevi değerler bakımından eksik olan nilsu bu eksikliği hayatı boyunca peşinde sürüklüyor.babasına tutkun ama ilişkilerinde bir türlü istediği yere gelemiyor,sevdiklerine istemeden zarar veriyor.teoman ise gördüğü müthiş anne ilgisinden baba sembolünü yitirmiş.bu iki çocuğun dünyasında gelişen olaylar bizi şaşırtmayacak fazla.modern hayattan sunulmuş bir kesit diyebiliriz.çocuklarımız büyüyüp yetişince yolları kesişiyor,ne nil ne de teo artık çocuk...hikayenin sonuna gelince işte o kısım muamma.okuyucunun hayal gücüne bırakılmış belki de.son söz olarak söyleyebileceğim buket uzuner e yazarlık hayatında başarılarının devamını dilemek olacaktır.
yazarın goethe olduğunu görünce felsefik bir kitap olacağına kanaat getirmiştim,yanılmışım.dili açısından kolay okunabilecek bir eser.aslında kahraman werther içimizden biri.gürültü patırtıdan uzak durma amacıyla doğal bir çevreye kaçış ve bu ortamda kaçınılmaz AŞK anlatılıyor.werther öyle aşık oluyor ki acılarına katlanamayarak hayatına son verme kararı alıyor.aşkın deli yanı da bu olsa gerek.hepimizin hissedebileceği tutuklu bir aşk,ister istemez rekabet,kaçamayacağımız kıskançlık,nihayetinde çılgın bir cesaret...