E-Dergi

Kalıpları, duvarları, setleri olan Friedrich Nietzsche ve başta işin geleceği noktayı çok da tahmin edemeyen doktoru Josef Breuer...İkisi birbirini güzele doğru dönüştürüp, birbirlerinin hayatından geçiyorlar. Okurken bitmesini istemediğim kitap.

Melisa Kesmez ile yolumu kesiştiren kitap. O kadar samimi, naif bir anlatım ki... Yaşam içinde belkide kimsenin üstüne çok konuşmadığı ama çoğumuzu etkileyen anları tarifsiz güzellikte, abartısız anlatan bir kalem.

Melisa Kesmez benim en sevdiğim yazarlardan. Abartısız, yüzünüzde bir gülümsemeyle okurken hemen sonra gözünüzden yaş getiren ve bunu ne ara nasıl becerebildiğini anlamadığınız bir kalem. Hayatı benzer algıladığımızı düşündüğüm ve beni çok etkileyen bir bakışı var. Kendisini Nohut Oda'yla tanıyıp, tüm külliyatını bitirmiş biri olarak Nohut Oda tadında en etkileyici kitaplarından biri Küçük Yuvarlak Taşlar. Hiçbir karaktere kızamadığınız, hepsini sarıp sarmalamak istediğiniz bir metin.

Mutsuzluğu, sıradanlığı, alışmanın keyifsizliğini bu kadar yumuşacık anlatmak...

Kendisinin okuduğum ilk kitabı ve pek çoklarının alaycı-şakacı tavrı çok güzel dediği bu özellikleri bende eril ve egoistik bir tavır sezgisi yarattı.Bazen yazarı tanımıyorsanız onu bir kitabıyla değerlendirmemelisiniz diye düşünürüm, bu sebeple kendisine yine başka bir metninde şans vereceğim ancak bence Fournier okumaya bu kitapla başlanmamalı. Yalnızlığı anlatırken kendiyle bile çeliştiğini, güzellediğini mi yerdiğini mi kendinin de bilmediğini düşündürdü bana.Yaşlı ve çocuklaşmış birinin gençliğinde estirdiği fırtınaların esamesi olmamasına rağmen hâlâ büyük bir egoyla insanları, işi, hayatı ve özellikle kadınları değerlendirme hâli bana itici geldi.