Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Unvergesslich Tarafından Yapılan Yorumlar

23.01.2008

İNSANCIKLAR – Fyodor Dostoyevski

İnsancıklar, iki ana karakterin birbirleri ile olan yazışmalarına dair oluşmuş bir anlatı. Varvara Alekseyevna ve Makar Alekseyeviç’in birbirlerine yazdıkları mektuplarda, iki ayrı cinsin; Rus toplumu, gündelik yaşamı ile çeşitlenen dünyalarına bir bakış atılıyor. Alekseyeviç, son derece saf, tüm yaşamını, kazandıklarını Alekseyevna’ya adamış bir devlet memuru. Onun için varını yoğunu satıyor ve harcıyor. Alekseyevna ise, bize iki uçlu düşünme imkânı sunuyor: Bu kadın, gerçekten Alekseyeviç’i sonuna kadar kullanmış mıdır, yoksa düşkün olduğu için ona sığınmış mıdır? Anladığım kadarı ile ilk seçenek ağır basıyor, zirâ ne kadar zor durumda kalırsa kalsın, bayan karakterimiz ne çalışıyor, ne de doğru düzgün bir atılımda bulunuyor. Onu sat, bunu sat, bana para yetiştir derdinde ve sonunda da kurtuluşun yolunu pek güzel buluyor.

Kadınlara güvenmeme konusunda canlı bir örnek oluşturan Varvara, kurnazlık, tatlı dil, kendini acındırma ve bunun gibi kadının kullanabileceği birçok metotlarla, Makar’ı parmağında oynatıyor.

Makar’a acımadan edemiyorsunuz. Bir varlığa bağlanmak ve o varlığın sizi yönetmesi, buna da aldırmayarak, tüm yaşamınızı ona endekslemeniz. Kimisi buna aptallık, kimisi de aşk diyecektir. Sorun şu ki, karşı taraf sizi anladığı kadar, sizi kendi yerine koyduğu kadar değeriniz vardır. Hep veren değil, alan da olmalısınız mesajı kitaptan çıkarılabilir.

İnsancıklar, yazarın ilk kitabı. 1846’da yazılmış ve ilk olan her zaman geleceğe ışık tutar. Dostoyevski, bu anlatıda fikirlerini, yorumlarını iki karakterle dile getirirken bile, psikolojiye ışık tutacak karakterlerin ilk örneklerini de bu kitapla veriyor.

Kadın erkek ilişkisi; ki bu ilişki her ne kadar mektupla olan yazışmalara dayansa da, dönemin yapısının sağlam birer kanıtı. Kim kimi kullanmıştır? Ya da her şey bir dostluk uğruna katlanılabilecek fedâkârlıklar zinciri midir? Bu sorunun cevabını siz vereceksiniz.

“İnsan kendine karşı saygısını, erdem ve onurunu, güvenini yitirdi mi, her şey bitti demektir. Bundan sonra önüne geçilmez, alabildiğine bir baş aşağı düşme başlar…” - Kitaptan alıntı -

İyi okumalar.

Kitap Notu: 6/10

23.01.2008
21.12.2007

Koku – Patrick Süskind

Biraz abartıd,an ne çıkar? Kitap yazarın ilk ve en meşhur kitabı. Kitabı çok özenli yazdığı söylenemez ama kurguladığı kavram üzerine gitmek cesaretini de göstermiş. Grenouille’in yaşamayıp, yaşamacağı kesin olsa da bu, kitabın gücünü azaltmıyor. Çünkü, bugüne kadar binlerce fantezi kitabı yazıldı. Koku dehâsının, işlediği suçlar üzerindeki devamlılık, kitabın başında başlayıp, ortalarında neredeyse bitiyor, fakat sonlara doğru tekrardan artıyor. Yazar kitabı bu temeller üzerine oturttu ise, -ki oturtmuşa benziyor- bunun devamlılığının gelmesi ve zincirleme sürmesi gerekirdi izlenimi uyanıyor. Zira, suçun işlenmediği bölümlerde tempo düşüyor, kitap zayıflıyor. Kitap adagio ile başlayıp, moderatoyu sonlarda yakalaması, üzerinde daha da çalışılabileceği, kurguyu daha sağlam ve düzenli gidişlerle kurabileceği bir anlatım tarzını seçebileceği üzerinde tartışmalara yol açacağa benziyor.

İçeriğine göz attığımızda; kokuyu bu kadar yoğun algılayabilen bir insan olsa idi neler olurdu, başlığı altında süregelen bir anlatım dizisinin oluşturduğu, zaman zaman koku kelimesinden bıktığınız bir sis dumanı altında nefessiz kalmanızı sağlıyor.

Amacımız kitabı kötülemek değil, sadece kitapta bir okur olarak dikkatimi çeken noktaları paylaşmak.

Koku üzerine olan fanteziler, buluşlar ve bunların harmanlanması gayet güzel. Ancak bu temel üzerine oturmuş bir kitabın başka bir konu dışına çıkması maalesef mümkün olmamıştır, olması da çok zordur. Bir duyuyu kullanarak, nasıl bir kitap yazabilirsiniz? Bunun zorluğunu da yazar aşmış ve işi, belki de başarmış olduğunu gösteriyor.

Kitabı okuduktan sonra, dünyanın en güzel beş kokusu sayılan kokuları, belki de artık farklı şekillerde yorumlayacaksınız. Bir gülün kokusu, taze fırından çıkmış bir ekmeğin, taze kahvenin, tertemiz sahile vuran denizin ve sevgilinizin kokusu... Bunlar, umarım koku güzelliği olarak hafızanızda yerlerini aynı güzellikte korur. Ancak, bundan sonra koklayacağınız her kokuda hafif bir ürperti duyarsanız, kitabın kokusunu almışsınız demektir.

Kitap dolu günler dilerim efendim.