E-Dergi

Doğrusu okumadan önce edebi yönünden endişe ediyordum kitabın çünkü benim için ne söylendiği kadar nasıl söylendiği de çok önemli. Ama değerli yazarın üslubu beni tam anlamıyla mest etti. Ama bundan da önemlisi Muhammed Esed'e bir fikir ve aksiyon adamı olarak hayran kaldım. Çoğumuzun hangisi olursa olsun bir ülkü uğruna yerimizden kıprdamadığımız bir çağdan yıllarca öncesi bir zamanda sonradan mensubu olduğu İslam adına yaptıkları sizi çok düşündürecek ve biraz da utandıracak sanırım. Tabi her eserde olduğu gibi bunun eleştirel gözle okunması gerek. Mesela Mevleviliğin salt mistisizmden oluşan bir öğreti olduğuna dair fikileri değerlendirilmeli.Sonuç olarak bu kitabı ölmeden (veya çok geç olmadan) önce okunması gerekenler listeme ekliyorum.

Halihazırda zaten Cemil Meriç'in fazla biyografisi yok. Ben de sadece Mustafa Armağan'ın "Düşüncenin Gökkuşağı" biyografisini okumuştum. İkisini kısmen karşılaştırma şansım doğdu böylece. Sayın Dücane'nin daha gerçekçi ve dürüst yaklaştığını söyleyebilirim. Cemil Meriç'in yapıtlarındaki veya röportajlarındaki ifadelerin satır aralarını okuyup, bunun gibi bir allamenin bile ne çeşit tezatlara gark olabileceğini bize göstermek istemiştir.

Sadık Bey'in bu kitabı size modern insanın olmazsa olmaz gözüyle baktığı televizyonun ve ayrıca sinemanın özünde ne olduğunu apaçık gösterecek. Sadık Bey'in yaşama ve insanlara bakışı karşısında hayran kalmamak mümkün değil. Bilgelik bu olsa gerek. Kendisinin sözde değil gerçekten özde ne kadar demokrat ve liberal bir düşünceye sahip, tarafsız değil ama alabildiğine dürüst olduğunu bu kitapla göreceksiniz.

Gerek edebi yönüyle yani insanda hayranlık uyandıran, ayrıntılı ama sıkıcı olmayan tasvirler ve muhteşem benzetmelerle gerekse insan ruhunun en ücra köşelerine doğru yapılan psikolojik tahlillerle hayatınızı, "okumadan önce ve okuduktan sonra" şeklinde tanımlayabileceğiniz, etkisi belli bir mühlete tabii kişisel gelişim kitaplarına alternatif olarak hudayınabit sayın Safa'nın bu romanını şiddetle tavsiye ederim.