E-Dergi

Bu kitabı okuduğunuzda hayatınıza dönüp dönüp bakacak,emin olduğunuz eksikliğin yarattığı boşluğu görmeye çalışacaksınız.Boşluğun tanımını yapmam gerekirse ancak " Hayatı kullanmayı bilmemek ve hayatın öneminin farkına varamamak" diyebilirim.
Aslında çok fazla bir fark yaratmıyor söyledikleri;"bunları ben de biliyorum" diyebilirsiniz.Çoğu zaman değerli olan; "bilineni faklı açılardan yakalayarak ölümsüze ulaşmak" değil midir?
Montaigne gerçek bir usta!Ondan dinlediğim öğütler bana çok yarar sağlayacak.Birkaç kez okunacak gerçek bir "başucu kitabı" !

1.Irak'taki işgalde,Irak aslında düşmesine,doğru düzgün savunma yapmamasına rağmen;Iraklılar sanki çok kuvvetli bir şlekilde direnmiş gibi gösterilmiş.
2.Sürekli Türk askerini "gerilla savaşı" pozisyonunda tutarken,anlatımına aykırı bir şekilde iki de bi "çok disiplinli ve planlı bir şekilde suvunma yapılıyordu." ifadesini kullanıyor.
3.Dilbilgisi ve anlatım yönünden oldukça zayıf.
4.Sürekli Cumhuriyet sistemine yüklenilmiş.Sanki savaşı,ideolojimiz için yürütüyoruz.
5.2007 tarihine göre yazılan kitapta,sanki o tarih için çok güncelmiş gibi 2003-04 yılları olayları tekrar tekrar hatırlatılıyor.Aradan geçen 2-3 yıl içinde- dakikası dakikasına uymayan şu dünyada- sanki hiçbir gelişme yaşanmamış gibi...
6.Irak'ta bataklığa batan ABD;şuan Irak'a yolayacak asker bile bulamazken nasıl oluyor da Türkiye işgali için bu kadar Coni'yi bulabiliyor?
7.Medyanın içinde kalmış olan birkaç "vatan evladı ve hür basın" ı da yok saymışlar.
8.ABD politikaları ve savaş fikri tamamen başkana atfedilmiş.Lobiler ve şirketlerden -biri hariç- bahis geçmiyor.
9.Diğer devletlerden yardım alabilmek için bor mineralini kullanmak,Türkiye'nin zaten düştüğünü gösterir.Vahdettin zamanı "denge politikaları"na benzetilmiş.
10.Türk insanının yüzyıllar boyunca genlerinde taşıdığı ordu-millet anlayışını sulandıran bir şekilde sunuyor.Gerçekçi değil,okuyanların milletine ve milli benliğine olan güvenini sarsıcı!
11.Başbakan, hiçbir staratejiste,cumhurbaşkanına ya da genelkurmay başkanına danışmadan ülke adına pazarlık yapıyor,Çin,Almanya,Fransa,İngiltere gibi savaşa hiç katılmamış ülkelere bile bor mineralinden yüzde verebiliyor.

Aziz Nesin'in hikayeleri hep olduğu gibi yormayan bir üslupla,har yaştan insana hitap eden,sıcak ve içten.Bol bol güleceğiniz,en acı yerinde bile gülümsetecek hikayeler...Umarım artık birileri bunları okur ve bu ülkede bir şeyler yolunda gider!

Öncelikle Anthony Burgress'in "Otomatik Portakal"ı ile başladığım "götürülmekte olduğumuz düzene aykırı kitaplar" furyası;George Orwell'in "1984" ve "Hayvan Çiftliği" eserleriyle devam etti.Ray Bradbury ile tanıştığıma o kadar memnunum ki...Sanki,dünyanın bu gidişine dur demek için kendi içimizde planlar yaparken;bu kitap bizi ortaya itip "haydi yeter artık bu beklediğin,şimdi tam zamanıdır!" diyor.Bu eseri konuya ilgisi olsun olmasın,tüm tanıdıklarınıza önerin."1984" ile birlikte...Çünkü şimdi tam zamanı!

Daha önce de 1984'ü okuduğum için George Orwell'ın üslubu ve konuyu işleyiş tarzı hakkında bilgim var.Oldukça basit bir sahne içinden böyle önemli bir fikri ve görüşü çok güzel anlatmış. 1984'te direktman bir sosyalizm;"eşitlik" çerçevesi içinde habire yapılan eşitsizlik ve haksızlıklar vardı. Tamam,burada da var,hatta daha bariz;fakat burdaki fark hayvanlar üzerinden çok güzel betimlemelerle kişilikleri müthjiş verilişi.Masalsı anlatımı sayesinde zaten oldukça çabuk şekilde bitiriyorsunuz kitabı. Kısacası,George Orwell;gelmiş geçmiş en iyi sosyalizm eleştirmenlerinden biri.Hem de onların içinden bile olsa! Bu arada gerçekten Napoleon'dan nefret ettim;Stalin hakkında çok fazla bilgim olmamasına rağmen!