E-Dergi

"Biz memurlar,
Saat dokuzda, saat on ikide, saat beşte,
Biz böyleyizdir caddelerde.
Böyle yazmış yazımızı Ulu Tanrı;
Ya paydos zilini bekleriz,
Ya aybaşını."
Orhan Velinin şiirleri özenle seçilerek oluşturulmuş bir kitap. Şiire bakış açısını değiştiriyor. Yazarın şiirlerinde hayattan unsurlar göze çarpıyor.

Kitap toplumsal gerçeklikleri ilginç bir kurguyla yalın ve keskin bir şekilde okuyucuya sunuyor. Birbirine zıt iki karakter, toprak sahibi olmak hayaliyle çiftliklerde geçici süreli olarak çalışıyor. Özellikle hayalin gerçekleştirilmesi için yapılan uğraşlar sırasında aralarındaki bağ ve dostluk ön plana çıkıyor.

Kapitalist toplumun dayatmalarını ve işçi sınıfın mücadelelerini harika bir şekilde gözler önüne seriyor. İnsanları bir araya getirmenin zorlukları ve gerçek anlamda bir araya gelmeyi başaran bir toplumun gücünün nerelere varabileceği etkili bir şekilde aktarılıyor. Okurken toplum içinde eşitlik ve adalet olgusunun nasılda yerle bir edildiğini algılıyorsunuz.

Edebiyatımız için önemli olan bu eseri çok beğendim. Okumakta çok geç kalmışım. Romanın kahramanı Hayrinin saatle olan ilişkisi, hayatı ve her şeyin olumsuz giderken karşısına çıkan birisinin tüm hayatını değiştirmesindeki olayları okurken hem zevk alıyor hem de eğlenirken istemsizce gülümsüyorsunuz. Toplum ilişkileri ile bürokrasi hakkında iyi bir gözlem sonucu oluşturulmuş güçlü bir eleştiri yapılmış. Romanda özellikle bazı bölümlerde "Şeyh uçurmaz murid uçurur." atasözünün anlamına canlı örnekler görebiliyorsunuz. İşin acısı ise bürokrasi ve toplum ilişkilerinin halen benzer şekilde devam ediyor olması.

Okumakta geç kaldığım kült klasiklerden birisi. Genellikle sorular ve sorular üzerine yapılan çıkarımlar üzerinden bazı savların kanıtlanmasına yönelik diyalogları içeriyor. Okuması güç bir kitap. Mahkeme öncesinden, mahkemede Sokrates'in savunmasından, mahkeme sonrası ile idamın gerçekleştiği günden olmak üzere 4 farklı diyalog mevcut.